1. Anasayfa
  2. Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları

Uyuşmazlık Mahkemesi E: 2004/35 K: 2004/43 T: 1.7.2004


2981 sayılı Yasa’ya göre tapu tahsis belgesi verilen hak sahibine tapusunun ya da başka bir arsanın verilmemesinden doğan zararın idarece giderilmesi istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.

OLAY: Gölbaşı, Seymenler Mah. 76 ada, 17 parselde gecekondusu bulunan davacıya, 2981 sayılı Yasa’ya göre tapu tahsis belgesi verilmiş ise de, Belediye Encümenince 17.2.1989 tarih ve 8/36 sayı ile, gecekondunun imar yolunda kalması üzerine adı geçene 88 ada 3 parsel sayılı arsanın tahsis edilmesine karar verilmiş; ancak, 88 ada 3 sayılı parselin imar düzenlemesi sonucunda Hazine adına tescil edilmiş olması ve Hazinece de bu parselin belediyeye devredilmemesi nedeniyle, tahsise konu arsanın hak sahibine devri gerçekleştirilememiştir.

Davacı vekilince, çeşitli tarihlerde yapılan başvurulara karşın sonuç alınamadığından bahisle ve en son 22.9.1997 günlü dilekçe ile, müvekkiline tahsis edilen arsanın tapusunun ya da başka bir arsa veya hissenin verilmesi için yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle, 17.12.1997 gününde idari yargı yerinde açılan davada; Ankara 1. İdare Mahkemesi’nce 17.2.1999 gün ve E:1997/1297, K:1999/82 sayı ile, davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karar, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 12.10.2000 gün ve E:1999/4162, K:2000/5082 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

Davacı vekili, müvekkiline tahsis edilen arsanın tapusunun verilmemesi ve başka da bir arsa tahsis edilmemesi nedeniyle uğradığı zarar karşılığı 20.000.000.000.-liranın belediyece tazmini istemiyle, 17.3.2003 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Belediye vekilince, birinci savunma dilekçesinde, davacı hakkında tesis edilen idari işlemlerle ilgili olarak açılan tam yargı davasına bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğu öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

GÖLBAŞI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 24.9.2003 günlü celsesinde E:2003/932 sayı ile, davalının görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Belediye vekilince, süresinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe ve ekleri (Danıştay Başsavcılığının yazısı üzerine de dava dosyası) Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Davacının, tapu tahsis belgesine dayanarak tasarruf ettiği arsanın tapusunun verilmemesi üzerine kendisine başka bir arsa tahsis edilmesi isteminin belediyece reddedilmesine ilişkin işlem kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade açıklaması suretiyle tesis edilmesi ve yürütülmesinin zorunlu olması itibariyle idari işlem niteliğini taşımakta olup, bu idari işlem nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle açtığı davanın, 2577 sayılı İYUK.’nun 2/1-b. maddesinde belirtilen tam yargı davası olduğu ve görüm ve çözümünün idare mahkemelerinin görev alanına girdiği konusunda duraksamaya yer olmadığından, Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış ve 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nden istemiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; İmar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davada, arsa tahsis edilememesi nedeniyle davacıya bir bedel ödenip ödenmeyeceği hususunun imar mevzuatı hükümlerine göre incelenerek bir sonuca varılması gerekeceğinden, idarenin kamu gücünü kullanarak tek taraflı olarak tesis ettiği bu işlemin denetiminin, Anayasa’nın 125/son ve 2577 sayılı İYUK.’nun 2/1-b. maddesi gereğince idare hukuku kurallarına göre idari yargıya ait olduğu, bu nedenle Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa’nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2003/932 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Tülay TUĞCU’nun Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z.Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 01/07/2004 günlü toplantısında;

I- İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, belediyece anılan Yasa’nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun şekilde ve 12. maddede belirlenen süre içinde başvurulması üzerine Danıştay Başsavcısı tarafından uyuşmazlık çıkarıldığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör–Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Danıştay Başsavcısının idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının davada idari yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Nevzat ÖZGÜR’ün yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 2981 sayılı Yasa’ya göre tapu tahsis belgesi verilen hak sahibine arsa ve tapu verilmemesinden doğan zararın belediyece tazmini isteminden ibarettir.

2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un, 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (a). bendinin birinci fıkrası “Bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapılar, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yer hak sahibine tahsis edilir ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine Tapu Tahsis Belgesi verilir” hükmünü taşımakta; tapu tahsis belgesi verilen gecekondular hakkında yapılacak uygulamaları düzenleyen 13. maddenin 3290 sayılı Yasa ile değişik (b) bendinin birinci fıkrasında ise, “ Hazine belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde, islah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edilir. Gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinde başka bir arsa veya hisse verilir…” hükmüne yer verilmektedir.

Anılan Yasa uyarınca yapılan tespit ve değerlendirme sonucunda, öngörülen koşullara uygunluğu saptanan ilgililere arsa veya hisse tahsis etmek ve bunlar adına tapuya tescil ettirmek yetkisine sahip olan idarenin islah imar düzenlemesi kapsamındaki sözkonusu uygulama işlemleri, kamu gücüne dayalı, re’sen ve tekyanlı nitelik taşımaktadır.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b. maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Olayda, 2981 sayılı Yasa’ya göre hak sahipliği tespit edilen ve kendisine tapu tahsis belgesi verilen davacıya, aynı Yasa’nın 13/b. maddesine göre gecekondusunun muhafaza edilemediği nedeniyle arsa tahsis edilmiş ise de, bu arsanın adına tescil edildiği Hazine tarafından belediyeye devredilmemesi nedeniyle tapusu verilemediği gibi, davacının başka bir arsa veya hisse tahsis edilmesi isteği de reddedilmiş olup; uyuşmazlığa konu edilen dava ile, bu işlemler nedeniyle uğranılan zararın idarece giderilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Belirtilen durum karşısında, olayda imar mevzuatına göre hak sahipliği tespit edilen davacıya ıslah ve önleme bölgesinde arsa veya hisse verilmemesi nedeniyle idarenin tazmin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının idare hukuku ilkelerine göre saptanması gerekeceğinden, ıslah imar düzenlemesi ve buna dayalı imar uygulamasından doğan zararın giderilmesi istemine ilişkin bulunan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığınca yapılan başvurunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davalı idarenin görev itirazının reddi yolunda verilen kararın kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24.9.2003 gün ve E:2003/932 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.7.2004 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi