1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/12488 K: 2003/13472 T: 15.12.2003


Kayıt malikinin Suriye uyruklu mirasçılarının yanında Türk tabiiyetinde olan mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır; Türk uyruklu kişilerin çekişmeli taşınmazdaki paylarını tasarruf etmeleri de yasaca engellenmiş değildir.

Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine vekili, 38 parsel sayılı taşınmazda Suriye uyruklu Derviş payının Suriye uyruklu mirasçıları ketmedilerek T: C. uyruklu mirasçıları adına intikalleri yapıldıktan sonra bu payların satılarak el değiştirdiğini ileri sürerek, tapunun iptali ile Suriye Uyruklu Derviş mirasçıları (Rıfat, Ahmet, Necip, Hatice, Emine, Adile, Nefize ve Vahap) adına tescili isteğinde bulunmuştur. Bir kısım davalılar, ayrı ayrı iyiniyetli olduklarını, payların defalarca el değiştirdiğini bildirmişler, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, Derviş in Suriye uyruklu mirasçılarının ketmedildiği, 1966 da çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararnameleri ile Suriye uyrukluların mallarına Hazinece el konulduğu, tapudaki satışların geçerli olmayacağı, ayrıca iyiniyetin korunamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, tapu kaydında halen payı olmayan davalılar yönünden ise reddine karar verilmiştir.

Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 16.09.2003 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Hazine vekili ile yine temyiz eden Sabahattin vs. vekili geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilenler ile vs. vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, 1062 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle 38 parsel sayılı taşınmazın Suriye uyruklu olan kayıt maliki mirasçıların payları yönünden davanın kabul edilmesi biçiminde hüküm kurulmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.

Diğer taraftan, Suriye uyruklulara ait olup, davalılara intikal eden paylar yönünden, davalıların Medeni Yasanın 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları da kuşkusuzdur. Ne var ki, kayıt maliki Derviş’in Suriye uyruklu mirasçılarının yanında Türk tabiiyetinde olan mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Türk uyruklu kişilerin çekişmeli taşınmazdaki paylarını tasarruf etmeleri de yasaca engellenmiş değildir.

Ancak, dosyaya getirtilen kayıtlardan ve bilirkişi raporundan çekişmeli taşınmazdaki hangi payların Suriye uyruklu mirasçılardan intikalen geldiği açıkça anlaşılamadığı gibi, bir kısım pay sahiplerinin çekişmeli taşınmazdaki paylarını devrettikleri, taşınmazla ilişkileri kesildiği halde yeni paydaşlarında davada yer almadığı görülmektedir.

Hal böyle olunca, dava konusu 38 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki Derviş’in, Suriye uyruklu olan ve olmayan tüm mirasçılarının paylarının açıkça belirlenmesi, T: C. tabiiyetinde bulunan mirasçılar haricindeki paylar bakımından kayıtla ilgisi olanların saptanarak el değiştiren payların yeni maliklerine davanın yöneltilmesi, onların davada yer almalarının sağlanması ve ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K: ‘nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 375.000.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 15.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.