1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2003/2311 K: 2003/2548 T:10.03.2003


Gerçek kişi tarafından Hazine aleyhine 3194 sayılı Kanunun 18. maddesine dayalı muarazanın giderilmesi, bina ve öteki yapılarla meyve ağaçları kaim bedellerinin saptanarak yasal faiziyle davalıdan tahsili ve ecrimisille borçlu olmadığının tesbiti için açılan davaya ilişkin olarak; imar parseli oluşumunun dayanağını teşkil eden 2981-3290 sayılı Kanunun 101C maddesi uygulaması ve 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi hükmünce, şuyulandırma sonucu oluşan parsele el atma halinde; muhtesat bedeli ödenmeksizin men, kal ve ecrimisil istenemeyeceği yasa gereğidir.

Teraflar arasinda görulen davada; davacı, tapulamada, 1677 parselden 1550/8380 payı 21.6.1968 tarihinde kayden satın aldığını, fiili taksim sonucunda kendisine isadet eden yere yapılandığını ve meyve bahçesi haline getirdiğini, Mamak Belediyesince, bu yerde 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması yapıldığını, bina ve müştemilatı ile bahçesinin olduğu yerin 37129 ada 1 nolu parselde kaldığını, bu yerin, belediyece davalı Hazineye kütüphane hizmetlerinde kullanılmak üzere temlik edildiğini, davalının, ecrimisil ihbarnamesiyle 255.760.000 TL.sı ecrimisil isteyerek muaraza çıkardığını ileri sürerek, davalının muaraza-sının men’i, kaim bedelinin tespit ve tahsili ile ecrimisille sorumlu olmadığının tespitini istemiştir.

Davalı Hazine, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre istenen ecrimi-silin doğru olduğunu ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının ecrimisil için muarazanın men’i talebinin idari yargının görev alanı içerisinde olduğu ve davacının imar uygulamasıyla, davalı adına olan yerde kalan bina ve ağaçların bedelini istemeye zorlamasının yasaya uygun olmayacağından davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde ayrı ayrı temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

Dava, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine dayalı muarazanın giderilmesi bina ve öteki yapılarla meyve ağaçları kaim bedellerinin saptanarak yasal faiziyle davalıdan tahsili ve ecrimisille borçlu olmadığının tespiti isteklerine ilişkindir.

Davalı idare, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının ecrimisil için muarazanın men’i talebi, idare mahkemelerinin görev alanı içerisinde kaldığı ve davacının imar uygulaması sonucu Hazineye ait olan taşınmazdaki bina ve ağaç bedellerinin kendisine ödemeye zorlamasının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm, taraflarca ayrı ayrı temyiz edilmiş ise de; davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddinE: Davacının temyizine gelince; davacı, 1677 parselden 1550/8380 payı 19.6.1968 tarihinde satın almıştır. Ana kadastral parsel, paydaşlar arasında fiilen taksim edilmiştir. Her paydaş kendisine teslim edilen yerde yapılanmıştır.

Davacı da kullanımına terkedilen yerin etrafını taş ve biriket duvarla çevirmiştir. Buraya iki katlı bina, iki ayrı kömürluk, su deposu inşa etmiş ve birde su kuyusu açmıştır. Elmenliğindeki yerde çeşitli cins ve yaşta meyve agacları yetiştirmistir. Hal boyle iken, Mamak Belediyesı, ana kadastral parsel ve çevresindeki 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması yapmıştır, imarla, davacının mülkiyet ve elmenliğindeki yeri (binası, muhdesat-ları, bahçe duvarı, su kuyusu ve meyve ağaçları) imarda, ihdasen belediye adına kaydedilmiştir. Aynı belediye, 5.1.1993 tarih ve 13/02 nolu encümen kararı uyarınca, burayı, bedelsiz olarak Maliye Hazinesine devir etmiştir. Bundan sonra, Maliye Bakanlığı, Ankara Defterdarlığı, Hisar Emlak Müdürlüğünce tanzim edilip, tebliği yapılan 25.11.1999 gün 44093 nolu ecrimisil ih-barnamesiyle, davacıdan 255.760.000 TLsı ecrimisil talep etmiştir. Davacı, bu isteme, aynı müdürlük nezdinde itiraz etmiş; itirazı ret edilmiştir. Müteakiben, davacı, idare mahkemesine, ecrimisil ihbarnamesinin düzenlenmesine ilişkin işlemin iptali ve yürürlüğün durdurulması istekli dava açmıştır, idare Mahkemesi, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesinden bahisle davanın reddine karar vermiş; karar kesinleşmiştir. Bu kez, davacı, değinilen Yasa maddesi ve önceki mülkiyet hakkına tutunarak eldeki davayı açmıştır. Bir başka anlatımla, idare, imar oncesi mulk ve muhtesat sahibinden, Yasaya aykırı ecrimisil talep etmekle ve 6183 sayılı Yasadan bahisle muaraza çıkarmıştır. Bu nedenle, davacının işbu davayı acmakta hukuki yararının bulundugu kuskusuzdur. Öte yandan, imar parselı oluşumunun dayanağını teşkil eden 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması veya 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi hükmünce, şuyulandırma sonucu oluşan parsele el atma halinde; muhtesat bedeli ödenmeksizin, men, kal ve ecrimisil istenemeyeceği Yasa gereğidir. Bir başka anlatımla, yukarıda değinilen Yasa maddelerinin uygulanmaları sonucu ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda, yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılan imar parselleri nedeniyle, yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince, yapı (muhtesat) sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerinin hiçbir ecrimisil (kira) bedeli ödemeksizin kullanma imkanı sağlanmıştır. Yasa koyucu, imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.

Hal böyle olunca, işin esasının incelenerek, bir hüküm kurulması gerekirken, somut olay ve hukuki niteleme yanlış değerlendirilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlere ilişkin davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK: nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.