Davaya konu edilen tapu kaydını oluşturan işlemin kesinleşen idari yargı kararıyla ortadan kaldırılması halinde, tapu kaydı kendiliğinden hükümsüz hale gelmez. Kesinleşen bu idari karar, ilgilisine kadastral sicilin ihyası (kadastral duruma dönülmesi) için talep ve dava hakkı verir. Bu durumda hukuki dayanağı kalmayan ve bu sebeple yolsuz tescil niteliğini taşıyan imar parsellerinin tapudaki kaydının iptali ile imar öncesi kadastral parsele dönüştürülmesine karar verilmesi gerekir.
DAVA: Taraflar arasında görülen davada; davacılar, maliki bulundukları 1445 ada 4 nolu parselin, imar uygulaması sonucu davalılardan Hüseyin adına 1446 ada 6-7 nolu imar parselleri olarak tescil edildiğini ileri sürüp; iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılardan Hüseyin; duruşmalara katılmamış, bir cevap da vermemiş, diğer davalılar ise, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı idare tarafından yapılan imar uygulamasının iptal edildiği, davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili ve davalılardan Tapu Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı.
Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: K: Dava, imar uygulaması sonucu oluşan imar parsellerinin iptal ve tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğinden sözedilerek, karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuştur.
Bilindiği üzere, kadastral parsellerin imar uygulamasına tabi tutulması halinde kadastral kayıtların iptal edilerek imar parsellerine dönüştürüldüğü ve yeni sicillerin oluşturulduğu kuşkusuzdur. Davaya konu edilen tapu kaydını oluşturan işlemin kesinleşen idari yargı kararıyla ortadan kaldırılması halinde, tapu kaydı kendiliğinden hükümsüz hale gelmez. Kesinleşen bu idari karar, ilgilisine kadastral sicilin ihyası (kadastral duruma dönülmesi) için talep ve dava hakkı verir.
O halde, hukuki dayanağı kalmayan ve bu sebeple yolsuz tescil niteliğini taşıyan imar parsellerinin tapudaki kaydının iptali ile imar öncesi kadastral parsele dönüştürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Ayrıca, imar şuyulandırma işlemine herhangi bir katılımı bulunmayan Tapu Sicil Müdürlüğüne davada husumet yönetilmesi de doğru değildir.
Davacı ve davalılardan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün temyiz itirazları yerindedir.
SONUÇ: Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK: nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.2.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.