1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2012/12192 K: 2012/15952 T: 27.12.2012


Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında ve yargılama giderlerinden davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile dahili davalı Çukurova Belediyesinin sorumlu tutulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ile hazine adına tescili olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin olup, Seyhan Belediyesi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, eski hale ihya isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen kararın; davacı, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı, dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı ile M.A.ve A.Y.tarafından temyizi üzerine, Dairece; ” çekişme konusu parsel ihdas suretiyle Seyhan Belediyesi adına tescil edilmiş olup, Hazine adına sicil kaydının oluşmadığı, davacının ihdas işleminden önce tescil harici yere dönülme isteğinin de bulunmadığı, öte yandan, eğer imar öncesi kayıtların oluşumunda bir yanlışlık olduğu iddiası var ise öncelikle o kaydı düzelttirip, ondan sonra kadastral parselin ihyası isteğiyle dava açılması gerekeceği, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, davacı vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.

Hemen belirtmek gerekir ki, özellikle; 3194 sayılı İmar Kanunu düzenlemeleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, kazanılmış hak olgusundan bahsedilemiyeceği kuşkusuzdur.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesinde taşlık alandan ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince başka bir çok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğu, bu imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilmesi üzerine bilahare davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesinin de idari yargı yerinde iptal edildiği, taşınmazın yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davaya dâhil edildiği görülmektedir.

Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini, dava konusu yerin Hazineye ait olduğunu, imar uygulamasından önce taşınmazın sicil kaydının Seyhan Belediyesi adına yapılmasının yanılgıya dayalı olduğunu, esasen ihdas parselinin Hazine adına sicil kaydının oluşturulmasının dağıtım cetvellerinde öngörüldüğü halde sicilin Seyhan Belediyesi adına oluştuğunu ileri sürmek suretiyle aynı zamanda yolsuz tescile de dayanarak eldeki davayı açmıştır.

Gerçekten de; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicilinin oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek Seyhan Belediyesi adına sicilin oluşturulduğu teknik bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı, emsal dosyalar ve belgelerle sabittir.

Bu şekilde Seyhan Belediye adına oluşan sicil kaydının TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Esasen Hazine’de bu hususu ve aynı zamanda imar işlemlerinin de iptallerini ileri sürerek eldeki davayı açmış ve mahkemece Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında ve yargılama giderlerinden davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile dahili davalı Çukurova Belediyesinin sorumlu tutulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Ne var ki; imar parselleri hakkında imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, Hazine adına tescil yönünden hüküm kurulmamış olması,ayrıca, kök parsel kapsamında kalan ve teknik bilirkişinin krokisinde (K) harfi ile gösterilen yol’da kalan kısmın kabul kapsamı dışında bırakılmış olması da doğru değildir.

Öte yandan; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ve avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir.