Taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ve avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmesi de doğru değildir.
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ile hazine adına tescili olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin olup, Seyhan Belediyesi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, eski hale ihya isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davacı, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı tarafından temyizi üzerine, Dairece; ” çekişme konusu 1177 ( 205) parselin ihdas suretiyle Seyhan Belediyesi adına tescil edildiği halde sonradan hazırlanan imar dağıtım cetvellerinde malikin Hazine olarak gösterilmesinin mülkiyet hakkı kazandırmayacağı, nitekim Hazine adına da bir sicil kaydının bulunmadığı gözetilerek davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, davacı vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Davacı Hazinenin, çekişmeli taşınmazda yapılan imar uygulamalarının iptal edildiğini, sicilin dayanaksız hale geldiğini, dava konusu yerin Hazineye ait olduğunu, imar uygulamasından önce taşınmazın sicil kaydının Seyhan Belediyesi adına yapılmasının yanılgıya dayalı olduğunu, esasen ihdas parselinin Hazine adına sicil kaydının oluşturulmasının dağıtım cetvellerinde öngörüldüğü halde sicilin Seyhan Belediyesi adına oluştuğunu ileri sürmek suretiyle aynı zamanda yolsuz tescile de dayandığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten de; ihyası talep edilen taşınmazın tescil bildirim beyannamesinde Hazine adına sicilinin oluşturulması öngörüldüğü halde, tescil sırasında hataya düşülerek Seyhan Belediyesi adına sicilin oluşturulduğu teknik bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı ve belgelerle sabittir.
Bu şekilde Seyhan Belediye adına oluşan sicil kaydının TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve iptali gerektiği açıktır. Esasen Hazine’de bu hususu ve aynı zamanda imar işlemlerinin de iptallerini ileri sürerek eldeki davayı açmış ve mahkemece Seyhan Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Öyle ise, yerel mahkemece, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davalı Seyhan Belediyesi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar yönünden bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne dair hükmün yanlış olduğu söylenemez.
Ne var ki; imar parseli hakkında ihyasına karar verilen taşınmazın bulunduğu bölümler yönünden imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, ihyaya konu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması isabetsizdir.
Öte yandan; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ve avukatlık ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak tayin edilmesi de doğru değildir.