Çekişme konusu parselin tapu kaydının getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden sonuca gidilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava kabul edildiği halde, ihyasına karar verilen taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması da doğru değildir.
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ile hazine adına tescili isteğine ilişkin olup, Seyhan Belediyesi hakkında hüküm kurulmasına yerolmadığına, eski hale ihya isteğinin kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekili, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ve dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairece; Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davalı Seyhan belediyesi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, diğer davalılar yönünden bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında kural alarak bir isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki, mahkemece imar parselleri hakkında imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, kadastral parsel kapsamında kaldığı anlaşılan ve krokide (B) harfi ile gösterilen parkta kalan kısmın kabul kararı dışında bırakılmasının da isabetsiz olduğu hususlarına değinilerek bozulmuş, davacı vekili ile dahili davalı Çukurova Belediye Başkanlığı vekilince karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki; Dairenin anılan bozma kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan, davanın açılmasına davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile Seyhan Belediyesi’nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek Seyhan Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği Çukurova Belediyesi’nin sorumlu olduğu, bu durumda mahkemece yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Çukurova Belediye Başkanlığının sorumlu tutulmuş olmasında da bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; çekişme konusu 1197 nolu kök parselin tapu kaydının getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden sonuca gidilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava kabul edildiği halde, ihyasına karar verilen taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemiş olması da doğru değildir.
Öte yandan; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile davacı yararına takdir edilecek avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir.