İmar uygulamalarının dayanağını teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerince iptal edilmeleri durumunda, hak sahiplerine, kadastral parsellerin ihyası suretiyle kaydın eski hale döndürülmesini isteme olanağı doğar. O halde, davada yıkım isteğide bulunduğundan, muhtesatın yıkımı halinde telafisi imkansız zararın doğacağı gözetilerek, davacıya, kadastral parselin ihyası yönünde dava açması için önel verilmesi gerekir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimsil isteklerine ilişkin olup, Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının paydaş olduğu çekişme konusu 776 sayılı kadastral parselde, davalının aynı ve şahsi bir hakkının bulunmadığı, Yıldırım Belediyesi tarafından 776 sayılı kadastral parselin bulunduğu alanda 3194 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması neticesinde oluşan 1483 ada 1 ve 1485 ada 1 sayılı imar parsellerinde davacının paydaş kılındığı, davalının ise üçüncü kişiden pay satın almak suretiyle davacı ile birlikte anılan imar parsellerinde paydaş haline geldiği, 1485 ada 1 sayılı imar parseline yönelik imar işleminin Bursa 1. İdare Mahkemesinin 2005/653 esas, 2005/ 1281 karar sayılı kararıyla iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının bina yapmak suretiyle taşınmazına müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı ise, taşınmazda paydaş olduğunu, payına karşılık yer kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yukarıda değinildiği üzere; idari yargı yerinde imar işlemin iptali nedeniyle, çekişmeli 1485 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin imar uygulaması sonucu oluşan sicil kaydı yolsuz tescil durumuna düşmüş, diğer bir deyişle, sicilin dayanağı kalmamıştır. Ne var ki, dayanağı kalmadığı halde, sicilin hukuki varlığını koruduğu açıktır.
Bilindiği üzere, imar uygulamalarının dayanağını teşkil eden idari işlemlerin idari yargı yerince iptal edilmeleri durumunda, hak sahiplerine, kadastral parsellerin ihyası suretiyle kaydın eski hale döndürülmesini isteme olanağı doğar.
O halde, davada yıkım isteğide bulunduğundan, muhtesatın yıkımı halinde telafisi imkansız zararın doğacağı gözetilerek, davacıya, kadastral parselin ihyası yönünde dava açması için önel verilmesi, açıldığı takdirde, eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.