1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/10113 K. 2015/10825


Türk Medeni Kanunu’nun 571/1. maddesi ise “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.” hükmünü amirdir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır.

DAVA: Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece iptal-tescil isteğinin reddine; tenkis isteğinin ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

KARAR: Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile miras payı oranında tescil olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

Davacılar, anneleri olan ortak mirasbırakan N.. C..’ın maliki olduğu 55 parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalıya 31.08.2005 tarihli bağış suretiyle temlik ettiğini,işlem tarihinde murislerinin ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek 55 sayılı parselin ifrazından oluşan 626 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, murisin hukuki ehliyeti haiz olduğunu, bakım karşılığında taşınmazın devredildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil yönünden Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Dairesi’nden elde edilen raporla akit tarihinde tarafların murisinin fiil ehliyetini haiz olduğunun belirlendiği gerekçesi ile davanın reddine; tenkis isteğinin ise bilirkişi raporuna atfen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1932 doğumlu mirasbırakan N.. C..’ın 05.01.2009 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi dava dışı Ali ile müşterek çocukları davacılar Hanife ve Mustafa ile davalı Halil’i bıraktığı, mirasbırakanın maliki olduğu 55 parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalıya 31.08.2005 tarihli bağış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın 03.12.2007 tarihinde ifraz edildiği, 626 parselin davalı,627 parselin ise dava dışı TEİAŞ adına tescil edildiği, fenni bilirkişi raporuna göre dava tarihinden sonra Kadastro Kanunun 22/a maddesi uyarınca 626 parselin 8 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü ancak revizyon kaydının getirtilmediği, hukuki ehliyet bakımından 2659 sayılı Yasa’nın 7. ve 16. maddeleri gereğince nihai mercii olan Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Dairesi’nden elde edilen raporla akit tarihinde tarafların murisi Naciye’nin fiil ehliyetini haiz olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır (TMK 575.md). Türk Medeni Kanunu’nun 571/1. maddesi ise “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. ” hükmünü amirdir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup hakim tarafından yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınır.

Somut olaya gelince, mirasbırakan 05.01.2009 tarihinde ölmüş, eldeki dava 01.08.2011 tarihinde açılmış, davacılar dava dilekçesinde dava konusu kazandırmayı davacılardan Mustafa’nın 32 yıldır İstanbul’da diğer davacı Hanife nin ise Tirebolu Merkez’de ikamet etmesi nedeniyle yeni öğrendiklerini iddia etmişlerdir.

Hal böyle olunca, öncelikle hak düşürücü süre üzerinde durulması, davacıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.