Türk Medeni Kanununun 571.maddesinde düzenlenen sürenin zamanaşımı değil hak düşürücü süre olup, bu sürenin re’sen gözetilmesi gerekir.
DAVA: Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan …’in 07.08.1991 tarih ve 1800 yevmiye numaralı işlem ile Dokuz höyük Köyü 1438, 235, 715, 148, 1104 ve 412 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalıya bağış yoluyla devrettiğini, saklı payının ihlâl edildiğini ileri sürerek, tenkis, saklı paya tecavüz edilen kısmın iptali, olmadığı takdirde bedelinin tahsili isteğinde bulunmuştur. Davalı, davacının devir işlemini 16.09.1992 tarihinde yapılan köy senedi ile öğrendiğini ve karşılığında 25.000.00.-TL aldığını, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, murisin temlik dışı malı da olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ……’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
KARAR: Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, temlikin 07.08.1991 tarihinde yapıldığı bu temlikten davacının 10.06.1992’de haberdar olduğu TMK’nın 571.maddesinde düzenlenen sürenin zamanaşımı değil hak düşürücü süre olup, bu sürenin re’sen gözetilmesi gerektiği, eldeki davada muris Şefika’nın 3.2.2005 tarihinde öldüğü, dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçirildiği saptanarak yazılı şekilde karar verilmesine göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.50.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.