Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin taleplerdeki amaç, kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hale getirilmesi olduğundan bu tür işlerde verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmez. Kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkündür.
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüyle, çekişme konusu taşınmazların tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ….raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR- Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüyle, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 174 ada 3 ve 4 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazların İ. L.. kızı Ö.. A.. adına kayıtlı olup, taşınmazların 4 parsel sayılı taşınmazdan imarla oluştukları, kayıt malikinin anılan taşınmazdaki ediniminin 16.06.1975 tarihli satış işlemine dayandığı, satış işleminin ise Ankara 21.Noterliği’nin 06.05.1975 ve 4968 yevmiye numaralı vekaletnamesi gereğince vekil Acar Tekinel eliyle gerçekleştirildiği, vekalet aktinde satıcı bilgilerinin “ Aylık Kültür ve Sanat Dergisi’ne “ ait kimlik bilgileri esas alınmak suretiyle tanzim edildiği, davacının taşınmazların maliki olduğu iddiasına dayanarak taşınmazlardaki İ…L..kızı Ö.. A..şeklindeki kaydın “ İ..kızı F.. A..” olarak değiştirilmesi isteğiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine veya tespitine ilişkin taleplerdeki amaç, kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hale getirilmesi olduğundan bu tür işlerde verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmez. Kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkündür.
Çekişmesiz açılan bu tür işlerde, yapılan araştırma ile veya hak sahibi olduğunu iddia eden bir kişinin itirazı üzerine ortaya bir çekişme çıkarsa, mülkiyet aktarımına sebebiyet verebilmesi ihtimali ortaya çıktığından, artık bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesine imkan bulunmamaktadır. Yargılama usulleri birbirinden farklı olduğundan ve çekişmesiz yargı işlerinde teknik anlamda bir hasım bulunmadığından, davaya görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilemez.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler (satış akit tabloları ve ekleri) getirtilmelidir.
2- Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4- İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5- Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Ne var ki mahkemece yukarıda belirtilen ilke ve olgular doğrultusunda hükme elverişli bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur.
Hal böyle olunca; taşınmazın kullanım durumunun araştırılıp, kim ya da kimler tarafından kullanıldığının tanık beyanları ile belirlenmesi, gerekirse keşif yapılması, öte yandan temlike esas alınan vekaletname aslı getirtilip, davacıdan temin edilecek fotoğraflı kimlik belgesi ile karşılaştırılması, lüzumu halinde uzman bilirkişiden rapor alınıp, vekaletnamedeki fotoğrafın davacıya ait olup olmadığının tespit edilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.