Taşınmaz payının düğün hediyesi olarak verildiği, mal kaçırmak amacıyla bir işlem yapılmadığı dikkate alındığında mirasbırakanın taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalılara devretmediği saptanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğrudur.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine dair olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR: Dava, tapu iptali, tescil ve tenkis istemine ilişkindir. Davacılar, tarafların ortak miras bırakanı …’ın 17.01.2004 tarihinde öldüğünü, sağlığında maliki olduğu 1074 parsel sayılı taşınmazını davalılara hibe ettiğini, bu temlikin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek saklı payı aşan tasarruflar sebebiyle davaya konu taşınmazın tapusunun iptali ile adlarına tesciline, bedel tercih edilmesi halinde ise tenkis bedelinin yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı … murisin 2004 yılında öldüğünü, tasarrufun ise 1970 yılında yapıldığını, 40 yıla yakın bir süre murise baktığını, mahfuz hisseyi bertaraf kastının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, diğer davalı …’nin eşi olduğunu ve taşınmaz payının düğün hediyesi olarak verildiğini, mal kaçırmak amacıyla bir işlem yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Toplanan deliller ve dosya içeriğinden mirasbırakan Mustafa’nın 1074 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalılara devretmediği saptanmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Davacıların bu yöne dair temyiz itirazı yerinde değildir, reddine. Ancak davacıların sair temyiz itirazına gelince; taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden davacıların paylarına düşen 179.964.00TL üzerinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanacak davalılar lehine 16.164.00.TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 5.maddesinin hüküm metninden çıkartılarak yerine “Davalılar … ve … vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 16.164,00 TL nispi avukatlık ücretinin davacılardan alınıp vekille temsil edilen davalılara verilmesine ” ibaresinin yazılmasına, davacıların bu yöne dair temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 03.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.