1. Anasayfa
  2. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E: 2014/4255 K: 2015/3273


Murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur.

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmazsa bedel tespiti ve tahsili davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik HakimiB.B.’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil olmazsa murisin ödediği bedelin tespiti ile miras payları oranında tahsili isteğine ilişkindir.

Davacılar, ortak mirasbırakanin bedelini ödeyerek satın aldığı 30306 ada 6 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü ikinci eşi olan davalı adına tapuya kaydettirdiğini, murisin ilk eşinden olan çocuklarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak işlem yaptığını ileri sürerek miras payları oranında tapunun iptali ile adlarına tesciline olmazsa mirasbırakanın çekişmeli taşınmazdaki katkı payının tespiti ile miras payları oranında tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, çekişmeli taşınmazı 1997 yılında boşandığı eşinden aldığı 2.500,00 TL ile satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;1929 doğumlu mirasbırakanin 22.01.2012 tarihinde öldüğü, geriye ilk eşi M.’den olma çocukları davacılar R., Ş. ve N. ile 10.02.1999 tarihinde evlendiği ikinci eşi davalı Ş.’ı mirasçı olarak bıraktığı, 30306 ada 6 parseldeki çekişme konusu mesken niteliğindeki 3 nolu bağımsız bölümün kat mülkiyeti kurulmak suretiyle 16.01.1997 tarihinde 3. kişi M.K. adına tescil edildiği ve anılan kişiden taşınmazı davalının 14.03.2000 tarihinde 1.800,00 TL bedelle satın almak suretiyle edindiği, öncesinde Van ilinde bulunan 1252 ada 37 parseldeki mirasbırakana ait 10 nolu bağımsız bölümün 06.03.2000 tarihinde 3.000,00 TL bedelle 3. kişiye satıldığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Gerçekten, 1.4.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut Olayda olduğu gibi bedeli ödenerek “gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.

Somut olaya gelince; yukarda açıklanan gerekçe ile tapu iptal-tescil isteği dinlenemez ise de, davada terditli olarak bedel istenmiş olup, dava konusu taşınmazın bedelinin muris tarafından ödendiği tüm dosya kapsamı ile sabittir. Esasen bu yön mahkemenin de kabulündedir.

Hâl böyle olunca; tapu iptali-tescil isteğinin reddedilmesi, murisin çekişmeli taşınmaza ödediği bedelin tespiti ile tahsiline yönelik davacıların talebinin değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.