İdari yargı yerinde açılan dava ile, eldeki tapu iptali tescil davasının konusu olan imar parsellerini oluşturan işlemin iptal edildiği, böylece imar çap kayıtlarının ortadan kalktığı anlaşıldığına göre; kadastral mülkiyet durumunun eski hale getirilmesi şeklinde bir hüküm kurulması gerekirken, kesinleşen idari mahkeme kararıyla iptal edilip ortadan kaldırılan işlemle oluşturulmuş imar çap kayıtları üzerinden hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı, kadastro parselinin belediye encümen kararı ile imar uygulamasına tabi tutulduğunu, kendisine yeni oluşan bir imar parseli verildiğini, ancak 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine göre yapılan işlemin iptali için idari yargıda açtığı davanın kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini bildirip, kadastro parselinden alınan 103 m2’lik yerin tapusunun iptali ile tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten, davacıya ait 1233 numaralı kadastro parselinin belediyece 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca şuyulandırmaya tabi tutulduğu, /eni oluşan 2117 nolu parselin davacıya komşu 2112, 2113, 2114, 2116, 2118 nolu parsellerinde davalılara verildiği tartışmasızdır.
Ne var ki, idari yargı yerinde açılan dava ile imar parsellerini oluşturan işlemin iptal edildiği, böylece imar çap kayıtlarını oluşturan nedenin ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, kadastral mülkiyet durumunun ihyası (eski hale getirilmesi) şeklinde bir hüküm kurulması gerekirken, kesinleşen idari kararla iptal edilip ortadan kaldırılan işlemle oluşturulmuş imar çap kayıtları üzerinden hüküm kurulması doğru değildir.