1. Anasayfa
  2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Kararları

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2010/14600 K: 2010/27687 T: 25.11.2010


Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Tapu Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi 5 (beş) yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Haczin kaldırılması için anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3. kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanması zorunludur.

DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki 3. kişi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Şikayetçi üçüncü kişi, takip dosyasında borçlu adına kayıtlı iken 28.11.2007 tarihinde tapu kaydı üzerine haciz konulan gayrimenkulü, 05.01.2007 tarihinde borçludan noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını ve 09.01.2007 tarihinde de bu durumun tapu kaydına şerh edildiğini, bilahare 11.01.2008 tarihinde de Eyüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescili davası açtıklarını, davanın kabul edildiğini ve kararın 21.05.2008 tarihinde kesinleştiğini, TMK. 1009. maddesi ve Tapu Kanunu’nun 26/6 maddesi gereğince haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, müştekinin Eyüp 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde haciz şerhi işlenmiş tapu kayıtlarını en geç 25.03.2008 tarihli duruşmada öğrenmiş olması gerektiğinden bahisle talebin süresinde olmadığı ve gayrimenkulün haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir.

Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Tapu Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi 5 (beş) yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Haczin kaldırılması için anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3. kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanması zorunludur.

Somut olayda, tescil davasının 11.01.2008 tarihinde açıldığı, taşınmazın 3. kişi adına tesciline karar verildiği ve bu kararın 21.05.2008 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Bu durumda, 3. kişinin şikayetinin Tapu Kanununun 26/6. maddesi uyarınca 5 yıllık süreye bağlı olduğu gözetilmeden ve açıklanan yasal koşullar oluştuğundan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir.

SONUÇ: Müşteki 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.