Taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istemi ile sulh mahkemesinde açılan davanın devamı sırasında, bölgeye kadastro gelmesi ve taşınmaza ait tapulama tutanağının düzenlenmesi halinde, davaların ayrılmasına ve elatmanın önlenmesiyle ilgili davanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmeli, sulh mahkemesindeki yıkım kararı hakkındaki dava ise kadastro mahkemesindeki davanın sonucuna dek bekletilmelidir.
Davacı Y… tarafından, davalı K: .. aleyhine 22.10.1991 gününde verilen dilekçe ile tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve duvarın da yıktırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümleri gereğince görevsizliğe ve dosyanın görevli Yozgat Kadastro Mahkemesi’ne gönderilmesine dair verilen 26.11.1992 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
KARAR: Dava, taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal’ isteminden ibarettir. Davanın devamı sırasında bölgeye kadastro gelmiş ve taşınmazın tapulama tutanakları düzenlenmiştir. Hal böyle olunca elatmanın önlenmesiyle ilgili davaya kadastro mahkemesinde bakılmalıdır. Ne var ki bunun sonucu olarak kal’ de istenmektedir. Kal’e tapulama mahkemesinde karar verilemez.
O halde kal’ ile ilgili istek tapulamadaki hukuki ve geometrik durumun belirlenmesini müteakip verilecek müdahale ile ilgili karardan sonra bu mahkemede ele alınmalı, belirlenecek duruma göre hüküm verilmelidir. Bunun için temyiz isteğinin kabulü ile davanın tefrikine, müdahale ile ilgili talep yönünden dosyanın kadastro mahkemesine devrine, sulh hukuk mahkemesindeki kal’ ile ilgili davanın tapulamadaki davanın sonucuna değin bekletilmesine karar verilmemesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (bozulmasına), temyiz harcının istek halinde iadesine, 29.3.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.