Özet: Kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda vasıf değişikliği ve mülkiyet nakline yol açmayacak nitelikteki ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ilgilinin başvurusu üzerine veya Kadastro Müdürlüğünce resen düzeltilebilir. Bu işlemin iptali için de, lehine düzeltme yapılan kişiler hasım gösterilerek, işlemin tebliğinden itibaren otuz gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir.
Davacı, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlarda tersimat hatası olduğu gerekçesiyle Kadastro Müdürlüğüne başvurarak 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca düzeltme yapılmasını istediğini, Müdürlükçe istemin reddedildiğini ileri sürerek bu kez dava yoluyla taşınmazlar arasındaki tersimat hatasının düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Kadastro Müdürlüğünce, 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca tersimat hatasının düzeltilmesi isteği reddedildiğinden, bu karara karşı idari yargı yoluna başvurulacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyize getirmiştir.
Davacı, 13 parsel sayılı taşınmazından bir miktar yerin 12 parsel içerisinde tersim edildiğini ileri sürerek 41. madde uyarınca düzeltme istemektedir. Anılan madde uyarınca, kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda vasıf değişikliği ve mülkiyet nakline yol açmayacak nitelikteki ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ilgilinin başvurusu üzerine veya Kadastro Müdürlüğünce resen düzeltilebilir. Bu işlemin iptali için de, lehine düzeltme yapılan kişiler hasım gösterilerek, işlemin tebliğinden itibaren 30 gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir.
Somut olayda, tersimat hatasının düzeltilmesi isteği reddedilmiştir. Mülkiyet nakline yol açabilecek nitelikteki bu düzeltmenin Kadastro Müdürlüğünce düzeltilmesi olanağı yoktur. Bir davada olayları anlatmak tarafların, hukuki nitelemeyi yapmak ise mahkemenin görevidir. Olayların anlatılış şekline göre de eldeki dava tapu iptali ve tescil isteğine yöneliktir. Bu niteliği itibarıyla da 3402 sayılı yasanın 12/3 ve 766 sayılı yasanın 31/2 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir.
Mahkemece, davanın yukarıda açıklanan gerekçelerle reddedilmesi gerekirken, davanın idari nitelikte olduğu gerekçesi yerinde görülmemiştir.