1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2003/6432 K: 2003/6520 T: 29.9.2003


Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete konu olması, gayesi dışında kullanılması, zamanaşımı uygulanması, sınırlarının daraltılması mümkün değildir. Meralar üzerinde, aidiyet savıyla el atmanın önlenmesi, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılması mümkündür.

Davacı temsilcisi tarafından, davalılar aleyhine 26.4.2001 gününde verilen dilekçe ile meraya el atmanın önlenmesi, davalı Hazine de karşı davasında mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın reddine dair verilen 12.3.2003 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı (davacı) Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Davacı H Belediye Başkanlığı; Hazine ve Sefer ‘e karşı açtığı davada, mera niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza davalı Sefer’in sürmek suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar davanın reddini savunmuş, Davalı Hazine vekili ayrıca karşı davasında; mera niteliğinde olan dava konusu taşınmazın sadece tasarruf, idare ve nezaretinin Belediye’ye ait olduğunu, Belediye’nin Hazine’nin yanında davayı girme hakkının bulunduğunun, Hazine’nin bu davada davacı olması gerekirken davalı olarak gösterildiğini, davacı Belediyenin taraf sıfatının bulunmadığını belirterek taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; Belediye Başkanlığının davasının açılmamış sayılmasına, Hazinenin karşı davasının ise, meraların mülkiyeti Hazineye ait olup kullanım hakkı ilgili Belediye veya Köye ait bulunduğu, bu nedenle Belediye aleyhine müdahalenin men-i davası açılamayacağından bahisle husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Hüküm davalı-karşı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, meraya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır.

Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez., amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılmaz. (Mera Kanunun m.3-4) Meralar üzerinde, aidiyet iddiasıyla el atmanın önlenmesi, tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir. Davayı Hazine, yararlanma hakkı olan Köy veya Belediye açabilir.

Somut Olayda; karşı davacı Hazinenin dava hakkı bulunmaktadır. Davalı Belediye’nin dava konusu meraya el atması olmadığından ona karşı açılan davanın reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak Hazine, karşı dava dilekçesinde Sefer ‘i de davalı gösterdiğine göre, onun hakkında da bir karar verilmesi gerektirdiğinin gözetilmemesi doğru değildir.

Diğer yandan, HUMK: nun 409/5. maddesi gereğince asıl davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğine göre, duruşmalarda kendisini vekille temsil ettiren davalı Hazine lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 8. maddesi gereğince vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken bu hususta bir karar verilmemesi de doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmüm BOZULMASINA, 29.9.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.