1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2005/10046 K: 2005/10925 T: 06.12.2005


İrtifak hakkının bedeli taşınmazların niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.

Davacı, 2648 ve 2044 parsel sayılı taşınmazları için davalılara ait taşınmazlar üzerinden mecra hakkı kurulmasını istemiştir. Dairemizce, 4516 ve 4518 parsellerden tesis edilen mecra irtifakının, 4618 parseli ikiye bölmesi ve 3 metre genişliğinde su yolu verilmesi yerinde olmadığından karar bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, 2648 parsel sayılı taşınmaz yararına 4518 ve 4516 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden 1,5 metre eninde mecra hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Bu kez davalılar davacının 4516 parsel sayılı taşınmazdan 33 dönüm yer aldığını da ileri sürerek hükmü temyiz etmişlerdir.

Dava, Türk Medeni Kanunun 744 (önceki Medeni Kanun’un 668.) inci maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir. Anılan madde uyarınca ‘Her taşınmaz maliki zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmeleri olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür…’

Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek 2005/10046-10925 mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.

Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalarda, istemin özelliği gereği en uygun yerin aranması ilkesinin geçerli olması ve bu davaların bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle;

Öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektirik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.

İrtifak hakkının bedeli taşınmazların niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Dava tarihi ile hüküm tarihi arasında taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş ve bu sürede de irtifak için öngörülen bedel davanın daha başında belirlenmiş ise, bu bedelin ödenmesinin mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olacağı durumlarda, hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak davranışları önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tesbiti yapılmalıdır. Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.

Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.

Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı taşınmazının suya ihtiyacı olduğu sabittir. Yukarıda açıklanan ilkeler de gözetilerek bu ihtiyacın öncelikle, hükümden sonra malik olduğu 4516 parselden karşılanması olanağı üzerinde durulmalıdır. Bu taşınmaz üzerinden verilecek mecra davacı aleyhine çok ağır bir külfet yüklüyor ise o zaman diğer alternatifler incelenmeli ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği uygun güzergah saptanmalıdır.

Yine yukarıda belirtildiği gibi, mecra irtifakının özelliği gereği, üzerinden geçtiği taşınmazın zarar görmemesi için suyun hangi araç ve yöntemlerle (kanal, yer altından boru ile gibi) taşınmazı gerektiği de incelenmeli ve kararda buna da işaret edilmelidir. Suyun taşınmazı yöntemine göre de genişlik saptanmalıdır.

Açıklanan yönler üzerinde durularak ve 4516 parselde davacının malik olduğu da gözetilerek yeniden araştırma ve inceleme yapılması alınacak denetime uygun yeterli bilirkişi raporlarına göre mecra irtifakının belirlenmesi için karar bozulmalıdır.