1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Kararları

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2010/1003 K: 2010/3455 T: 30.3.2010


Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir. Böyle bir sözleşme ile alacaklı durumuna gelen kimse, sözleşmeden doğan bu şahsi hakkını, devir yasağı söz konusu olmadığı sürece borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü bir kişiye yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir ve temlik edebilir. Bu durumda, alacağı temellük eden kimse, temlik edenin yerine geçerek onun haklarını kullanabilir.

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.01.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 15.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.10.2010 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı, tapu maliki N. E. ile davalı A. arasında 24.10.2003 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesine konu olan dava konusu taşınmazdaki payın (1/44) payını, 09.03.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile aldığını belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı A., sözleşmenin geçerli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir.

Dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.

Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerdendir. Böyle bir sözleşme ile alacaklı durumuna gelen kimse, sözleşmeden doğan bu şahsi hakkını, devir yasağı söz konusu olmadığı sürece borçlunun rızasını aramaksızın üçüncü bir kişiye yine taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir ve temlik edebilir. Bu durumda, alacağı temellük eden kimse, temlik edenin yerine geçerek onun haklarını kullanabilir.

Somut olayda, davacı , 24.10.2003 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin vaat alacaklısı ile aralarında 09.03.2004 tarihinde düzenlenen sözleşme ile tapu malikine karşı kişisel hak kazanmış olup geçerli temlike dayanarak açılan davada taraflarca sunulan tüm kanıtlar değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 30.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.