Çapa bağlanmış taşınmaz malların yüzölçümü kural olarak çap kaydının uygulanması ile belirlenir. Ancak, taşınmazın kadastro tespiti sırasında veya sonradan yapılan işlemler nedeniyle ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre re’sen veya ilgilinin müracaatı üzerine kadastro müdürlüğünce yapılabilir. Kadastro müdürlüğünün yaptığı işlem üzerine bu işlemin iptali için de sulh mahkemelerinde dava açılma olanağı vardır.
Davacı 562 parsel sayılı taşınmazı kapsamında kalan bir miktar yerin 564 parsel kapsamında gösterildiğini bunun tersimat hatasından kaynaklandığını ileri sürerek davalı Ali Solak adına kayıtlı 564 parselden bu kısmın iptal edilerek taşınmazına eklenmesini istemiş, isteminin dayanağını da 3402 sayılı yasanın 41. maddesi olarak göstermiştir.
Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuş, davalı Ali Solak ise davacının kendi taşınmazına elattığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece Hazine ve kadastro müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, Ali Solak aleyhine açılan dava kabul edilmiştir.
Dava tersimat hatası ve buna bağlı olarak da yüzölçümü miktarının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Çapa bağlanmış taşınmaz malların yüzölçümü kural olarak çap kaydının uygulanması ile belirlenir. Ancak, taşınmazın kadastro tespiti sırasında veya sonradan yapılan işlemler nedeniyle ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası varsa bunun düzeltmesi 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine göre re’sen veya ilgilinin müracaatı üzerine kadastro müdürlüğünce yapılabilir. Kadastro müdürlüğünün yaptığı işlem üzerine bu işlemin iptali için de sulh mahkemelerinde dava açılma olanağı vardır.
Somut olayda ise; davacı, 562 parsel sayılı taşınmazı kapsamında kalan 1600 m2 lik yerin 564 parsel sayılı taşınmaz içinde hatalı tersim edildiğini ileri sürerek bu hatanın düzeltilmesini istemiş, mahkemece yapılan keşifte de tersimat hatası saptanarak davacının istemi kabul edilmiştir. Ancak;
Yukarıda da değinildiği gibi ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ve sınırlandırılma hatalarının düzeltilmesi için öncelikle kadastro müdürlüğüne başvurmak gerekmektedir. Davacı tarafından anılan yasanın 41. maddesine dayanılarak işlem yapılmak üzere kadastro müdürlüğüne başvurulmamış, doğrudan mahkemede dava açılmıştır. Yasada öngörülen işlem basamakları yerine getirilmeden doğrudan açılan davanın dinlenme olanağı yoktur. Mahkemece, açıklanan bu hususlar ve HUMK’nun 7. maddesi hükmü gözetilerek idari makamın görevine giren bir iş kendisine arz olunduğundan davanın yargı yeri nedeniyle reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.