747. maddenin 1. fıkrasında “taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre geçit hakkı isteyebilmek için lehine geçit hakkı kurulacak taşınmazın maliki olmak gerekmektedir.
Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.04.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR Davacı …, 292 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde evi bulunduğunu, evinin genel yola çıkışının olmadığını belirterek davalıya ait 292 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı, davacının evinin yola cephesi olduğunu, geçit ihtiyacının bulunmadığını söyleyerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının evinin yola cephesinin bulunduğu, geçit ihtiyacı içinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Zorunlu geçit hakkı kurulması Türk Medeni Kanununun 747. maddesinde düzenlenmiştir. 747. maddenin 1. fıkrasında “taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir” hükmü yer almaktadır. Buna göre geçit hakkı isteyebilmek için lehine geçit hakkı kurulacak taşınmazın maliki olmak gerekmektedir.
Dosya arasındaki 292 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına göre arsa vasıflı taşınmazın maliki dava dışı Ali Bozdağ olup; tapu kaydındaki belirtmeye göre davacı, arsa vasıflı taşınmazın üzerindeki binanın malikidir. Bu durumda davacının geçit davası açma hususunda aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de; yerel mahkeme kararı sonucu bakımından usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile HUMK’nun 438/VII ve son maddesi uyarınca gerekçesi düzeltilerek yukarıda yazılı gerekçesiyle onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK’nun 438/VII. maddesi uyarınca temyiz olunan kararın düzeltilerek, hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “davacının davasının” kelimelerinden sonra gelmek üzere “AKTİF DAVA EHLİYETİ YOKLUĞU NEDENİYLE” cümlesinin eklenmesine, 438/son maddesi uyarınca gerekçesinin DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMESİNE ve mahkeme kararının hüküm fıkrası ve gerekçesi DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 23.02.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi