Geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi uyarınca davacının lehine geçit kurulmasını istediği her bir parsel yönünden bağımsız dava varmış gibi genel yola ulaşılıncaya kadar güzergah üzerindeki tüm parseller üzerinden geçit kurulması gerekir.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.12.2007 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, TMK’nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile 522 ve 609 parsel sayılı taşınmazlar lehine 129 parsel sayılı taşınmaz üzerinden, 609 parsel sayılı taşınmaz lehine 522 ve 518 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit kurulmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Somut olaya gelince, dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi gereğince bölgede yapılan yenileme çalışmaları sonucunda aleyhine geçit kurulan 129 parsel sayılı taşınmazın 181 ada 31 parsel numarasını aldığı ve bu parselin maliklerinin davada davalı olarak yer almadıkları anlaşılmaktadır. Bölgede yapılan yenileme çalışmaları nedeniyle leh ve aleyhine geçit hakkı kurulacak diğer taşınmazların parsel numaralarında da değişiklik olabileceğinden mahkemece öncelikle yenileme çalışmalarından sonra oluşan ve son mülkiyet durumunu gösteren pafta sureti ile tapu kayıtları getirtilerek, leh ve aleyhine geçit hakkı kurulacak parsellerin yeni malikleri de buna göre belirlenerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmelidir.
Ayrıca geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi uyarınca davacının lehine geçit kurulmasını istediği her bir parsel yönünden bağımsız dava varmış gibi genel yola ulaşılıncaya kadar güzergah üzerindeki tüm parseller üzerinden geçit kurulması gerekir.
Diğer taraftan dosya içerisindeki bilirkişi raporuna göre mavi renkle gösterilen güzergahtan geçit kurulmadığı halde hüküm sonucunda 518 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmuş gibi parsel numarasının yazılması da doğru görülmemiş, belirtilen nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de aleyhine geçit hakkı kurulan 518 parsel sayılı taşınmazın hissedarı … 25.07.2006 tarihinde vefat etttiği halde mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.