1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2014/4011 K: 2014/9348 T: 11.7.2014


Davalı her ne kadar tapuda satış olarak gösterilen işlemin kooperatife üye olması için peşin ödemesi gereken aidat bedeline mahsuben devralındığını savunmuş, gerçek bir satış olmadığından önalım hakkı doğmadığını bildirmiş ise de tapudaki resmi işlemin tarafı olup üçüncü kişi konumundaki davacıya karşı kendi muvazaasına dayanamaz. Öte yandan, payın şirkete ayni sermaye olarak konulduğu da kanıtlanamamıştır. Mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

DAVA: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.1.2013 gününde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 3.12.2013 tarihli hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı A. K: vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR: Davacı vekili 21.1.2013 tarihli dilekçesi ile paylı malik olduğu Susuz Köyü 63380 ada 4 Sayılı 4000 m2 arsa cinsli taşınmazın diğer paydaşı olan H. Y.’ın 22612/400.000 payını 16.2.2012 tarihinde davalı kooperatife 4000 TL bedel ile sattığını, beyanla önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiştir.

Davalı, gerçekte payın satın alınmadığını, kooperatif üyesi olan H. Y.’ın üyelik peşinatına mahsuben pay devri yapıldığını gerçek bir satış olmadığından davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı tarafından sunulan, kooperatif kayıtlarından taşınmaz payını satan H. Y.’ın davalı kooperatifin ortağı olduğu, Ankara 11. Noterliğinin 25.1.2008 tarih ve 01546 yevmiye numaralı “taahhütname”den H. Y.’ın kooperatif ortaklığına kabulü halinde davaya konu taşınmazdaki payını kayıtsız şartsız devredeceğini taahhüt ettiği kural olarak kişinin kendi muvazaasına dayanması mümkün değil ise de, davalı kooperatifin muvazaa iddiasında bulunmadığı, tapuda gösterilen satışın gerçekte bir satış olmadığını savunma olarak ileri sürdüğü ve buna dair inandırıcı belgeler sunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü Davacı vekili temyiz etmiştir.

Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen 3. bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.

Dava konusu pay 16.2.2012 tarihli resmi senet ile H. Y. tarafından davalıya satılmıştır. Davalı her ne kadar tapuda satış olarak gösterilen işlemin H. Y.’ın kooperatife üye olması için peşin ödemesi gereken aidat bedeline mahsuben devralındığını savunmuş, gerçek bir satış olmadığından önalım hakkı doğmadığını bildirmiş ise de tapudaki resmi işlemin tarafı olup üçüncü kişi konumundaki davacıya karşı kendi muvazaasına dayanamaz. Öte yandan, payın şirkete ayni sermaye olarak konulduğu da kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde yatırana iadesine, 11.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.