Mahkemece yapılması gereken; mahallinde yerel bilirkişiler, tanıklar ve uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılıp, öncelikle su ve elektrik hattı yönünden mecra irtifakının tesis edilip edilemeyeceğinin saptanması, davacının taşınmazlarının su ihtiyacının varlığı ve bu ihtiyacın kendi imkanları ile başka yoldan ( örneğin davacının kendi taşınmazları içinde sondaj kuyusu vurulmak suretiyle ) karşılanma olanağının olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.05.2013 gününde verilen dilekçeyle mecra irtifakı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.02.2013 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR: Dava, Türk Medeni Kanunun 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması istemine ilişkindir. Davacı vekili, 2048, 2047, 409, 441, 2031, 2026 parsel sayılı taşınmazlar lehine su hattı geçirilmesi için ve davacı …’a ait taşınmazlar ( 2047, 2048 ) lehine elektrik hattı geçirilmesi için davalılara ait 404 parsel sayılı taşınmaz üzerinden mecra irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davalı …, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüyle 11/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda 2. alternatif olarak belirlenip ve krokide sarı renkle gösterilen alandan 2048, 2047, 409, 441, 2031, 2026 parsel sayılı taşınmazlar lehine su yolu geçit irtifakı tesisine, su yolu ile birlikte davacı …’a ait taşınmaz lehine elektrik kablosu geçit irtifakı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine dair davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulmasına dair davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulmasına dair davalarda başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra hakkı kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 Sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Mecra irtifakı kurulması istemine dair davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması sebebiyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Mahkemece; 11/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda 2. alternatif olarak belirlenip ve krokide sarı renkle gösterilen alandan su ve elektrik yolu geçit irtifakı tesisine şeklinde hüküm kurulmuş ise de; araştırma ve inceleme, yapılan keşif ve düzenlenen bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi, krokisinde farklı yerlerde bulunan taşınmazlar ile mecra irtifakı kurulan yerlerin kesintisizliği sağlanmamış olması da doğru olmamıştır.
Bu durumda yukarda değinilen ilkelere göre; Mahkemece yapılması gereken; mahallinde yerel bilirkişiler, tanıklar ve uzman bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılıp, öncelikle su ve elektrik hattı yönünden mecra irtifakının tesis edilip edilemeyeceğinin saptanması, davacının taşınmazlarının su ihtiyacının varlığı ve bu ihtiyacın kendi imkanları ile başka yoldan ( örneğin davacının kendi taşınmazları içinde sondaj kuyusu vurulmak suretiyle ) karşılanma olanağının olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu inceleme ve araştırmalar yanında, zorunlu su irtifakının kurulmasındaki Kanun’un 761. maddesinde aranan şartların oluşup oluşmadığı konusunda ehil bilirkişilerden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, su ve elektrik hattı için mecra irtifakı tesis edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı takdirde; fenni bilirkişiye keşfi izlemeye elverişli, denetime uygun ve kesintisizlik ilkesi gözetilerek kroki düzenlettirilmelidir, mecra hakkının geçirilmesi gereken başkaca taşınmazlar da tespit edildiği takdirde maliklerinin davaya katılması sağlanmak suretiyle mecranın kesintisiz şekilde kurulmasının sağlanması gerekir.
Değinilen yönler gözetilerek yerinde yeniden keşif yapılıp bilirkişilere yukarda izah edildiği şekilde kapsamlı kroki çizdirilerek, elektrik hattı yönünden Enerji Nakil Hattı Yönetmeliği gereğince bölgenin bağlı bulunduğu elektrik idaresinden de sorularak gerekli görüş alınmak suretiyle; Kanun’un 744 ve 761. maddelerindeki öngörülen kurallar da göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, hüküm HMK’nun 297/2. maddesi uyarınca infaza elverişli değildir. 11/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda su hattı için mecra irtifakı kurulacak yer 404 parsel içerisinde ( c ) harfi ile kırmızı renkle gösterildiği, elektrik hattı için 404 parsel içerisinde ( d ) harfi ile yeşil renkle gösterildiği halde dava dışı 425 – 2215 ve 424 parsel içerisinde kalan ve davalının eski su borularının geçtiğini iddia ettiği yer olan sarı renkli yerden mecra irtifakı tesis edilmiş olması da; HMK’nun 297/2. maddesine aykırı olarak infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması nedeni ile doğru görülmemiştir.
İzah edilen ilkelere uygun inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı …’ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.