1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Kararları

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/8564 K: 2017/1523 T: 28.2.2017


Dava konusu taşınmazlarda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekir. Davaya konu taşınmazların mahkemece getirtilen son tapu kayıtlarında davaya konu edilen alacağa dair haczin yer almadığı anlaşılmakla borcun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekmektedir.

DAVA: Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/04/2008 gününde verilen dilekçeyle ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/05/2013 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili ve davalı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR: Dava, İİK’nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin … 29. İcra Müdürlüğü’nün 2007/4542 Sayılı dosyasıyla davalı borçlu … aleyhine takip başlattığını, takibin kesinleşmesinden sonra … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii 471 parsel, … Mevkii 477 parsel, 481 parsel ve 491 parsel sayılı taşınmazlara haciz konulduğunu, iştirak halinde mülkiyet olduğundan yetki belgesi alarak bu davayı açtıklarını, ortaklığın satış yoluyla giderilmesini istemiştir.

Davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde, davacının dava hakkının olup olmadığının belirlenmesi için tapu kayıtlarının getirtilip incelenmesini, hakkı yoksa davanın reddedilmesini, 491 parselin direkleri sebebiyle ifraz edildiğini, kimi kamulaştırmaların yapıldığını ve irtifak haklarının korunmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüyle satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı … temyiz etmiştir.

I-) Dava konusu taşınmazlarda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekir.

II- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.

III- 7201 Sayılı Tebligat Kanununun;

1-) “Bilinen Adreste Tebligat” kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.

Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”,

2-) “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” kenar başlıklı 21. maddesinde,

“Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.

Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.”,

3-) “Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti” kenar başlıklı 35. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.

Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

IV- Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin;

“Bilinen adreste tebligat” kenar başlıklı 16. maddesinde;

“(1) Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır.

(2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.”

Hükümlerine yer verilmiştir.

Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için öncelikle, mahkemece aynı adrese usulüne uygun olarak en azından bir kere tebliğ yapılabilmiş olması gerekir. Bu şarta ilave olarak, muhatabın adres kayıt sisteminde herhangi bir adresinin de bulunmaması gerekir.

Somut olaya gelince; davalılardan …’e dava dilekçesi daha önce usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği halde 7201 Sayılı Kanun’un 35. maddesine göre tebligat yapıldığı ve tebligatın yukarda açıklanan ilkeler gereği usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Davalılardan …, …, …, … ve … (…)’in dava dilekçesi tebligatlarında ise komşunun imzasına yer verilmediği ve komşunun imzadan imtina ettiği ibaresinin de yer almadığı görülmüştür.

Ayrıca davaya konu 471 parsel ve 477 parsel sayılı taşınmazların üzerinde bulunan kamulaştırma şerhlerinin yukarda değinilen açıklamalar gereğince değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bunun yanı sıra, davaya konu taşınmazların mahkemece getirtilen son tapu kayıtlarında davaya konu edilen alacağa dair haczin yer almadığı anlaşılmakla borcun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekmektedir.

Bu durumda mahkemece, davalılara dava dilekçesinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, 471 parsel ve 477 parsel sayılı taşınmazların üzerinde bulunan kamulaştırma şerhlerinin değerlendirilmesi, borcun ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, daha sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istenmesi halinde yatırana iadesine, 28.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.