1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/12669 K: 2017/2163


Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması halinde davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.12.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin dava değeri yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR Davacılar vekili 18.12.2012 tarihli dilekçesi ile maliki oldukları 60, 454, 469 ve 486 parsel sayılı taşınmazlar lehine davalı … adına kayıtlı 497 sayılı parselde bulunan geçitin … Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.02.2011 tarih 2008/234 Esas, 2011/64 Karar sayılı ve 1. Hukuk Dairesinden geçip kesinleşen elatmanın önlenmesi ve kal hükmü ile kapatılmış olduğunu ileri sürerek 497, 469 ve 486 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı tesisini istemiştir.

Davalı, 497 sayılı parsel maliki … vekili davacıların yolu bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı, 781 sayılı parselin maliki … vekili, davacı parsellerin tapuda geçit hakları bulunduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı 497 parsel sayılı taşınmazın maliki … vekili temyiz etmiştir.

Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.

Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.

Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5–3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.

Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırmalar hüküm kurmaya yeterli değildir. Davalı … adına kayıtlı olan 781 parsel sayılı taşınmaz yola cepheli olup … davacı sıfatında yer almamış ise de aynı zamanda dava konusu 469 parsel sayılı taşınmazın 1/3 paydaşıdır. Yine 486 parsel sayılı taşınmaz, 781 parsel sayılı taşınmaza sınır komşusudur. Bu nedenle komşuluk ilkeleri gereğince diğer dava konusu 497 sayılı parselden geçit istemi iyiniyetli sayılamaz. Ayrıca 454, 469 ve 60 sayılı parseller lehine tapuda geçit hakları bulunduğu halde bu husus araştırılmamış tapuda geçit hakkı olan parseller yönünden dava hakkının bulunup bulunmadığı TMK 747. maddesi gereğince zorunlu geçit hakkı tesisi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği incelenmemiştir. Belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.

Kabule göre de; Dairemizin yukarıda açıklanan ilkelerine aykırı şekilde, gerekçesi açıklanmadan geçit eninin 4 metre olarak belirlenmesi de isabetli değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi