1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/17282 K: 2020/4519 T: 08.07.2020


İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir.

Dava, İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davalılardan …’nun borcundan dolayı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince icra hukuk mahkemesinden aldığı yetkiye dayanarak borçlu davalının paydaşı olduğu 2108 ada 3 parselde kayıtlı, 1, 6, 8, 9 ve 10 No’lu bağımsız bölümlerdeki ortaklığının satış yoluyla giderilmesini istemiştir. Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 2108 ada, 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 6, 8, 9 ve 10 No’lu bağımsız bölümler üzerindeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.

Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra ve İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir.

Bir davanın açılması sırasında dava açanın hukuki yararının bulunması gerekir. Hukuki yarar, davacının, hukuki korunma istemesinde, korunmaya değer menfaati bulunmasıdır.

Somut olaya gelince; mahkemece satışına karar verilen dava konusu 2108 ada 3 parselde kayıtlı 1, 6, 8, 9 ve 10 No’lu bağımsız bölümlerde borçlu davalı …’nun 1/6 şar oranında payının bulunduğu, taşınmazların 03.02.2010 tarihli intikal işlemiyle paylı mülkiyete dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.

Bu durumda, satışına karar verilen dava konusu taşınmazlarda, davalı borçlunun adına kayıtlı payların bu haliyle haczi ve satışı mümkün olup davacının ortaklığın giderilmesini istemekte hukuki yararı olmadığı anlaşıldığından; mahkemece, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.