1. Anasayfa
  2. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Kararları

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2016/1816 K: 2018/2164


Taşınmazın bulunduğu alanın 6360 sayılı yasa gereği Büyükşehir Belediyesi olduğu, bu yasanın ilgili maddesi ile köylerin mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldıkları anlaşıldığından, dava konusu taşınmazda aynen taksimin mümkün olup olmadığının ilgili belediyeden sorularak, gelen cevabi yazı sonucuna göre hüküm verilmesi gerekir

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.05.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … ve … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir. Davacı vekili, 143 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir. Davalılardan …, …, …, …, … 24.06.2010 tarihli celsede, dava konusu taşınmazda 60 yıl önce fiili taksim yapıldığını, halen bu taksime göre kullanıldığını, davacının yatalak olup konuşma probleminin bulunduğunu belirtmişlerdir.

Davalılar … ve … vekili 24.06.2010 tarihli celsede, taraflar arasında fiili taksim yapıldığını, tarafların fiili taksime uygun olarak kök murislerinden itibaren geçen sürede kullanımlarının devam ettiğini, davacı …’ün kısıtlanması gerektiğini, yatalak olduğunu ve akli dengesinin yerinde olmadığını beyan etmiştir.

Mahkemece, davacı asil …’e vasi tayini gerekip gerekmediği yönünde ihbarda bulunulmuştur. Bu ihbar üzerine …. 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/744-1297 E: K: sayılı kararı ile …’ün TMK’nın 405. maddesi gereğince kısıtlanmasına ve kendisine …..vasi olarak atanmasına karar verilmiştir. …’e vesayeten ….Av. …’ya verdiği vekaletname ile yargılamaya devam edilmiştir.

Mahkemece, davanın kabulüyle dava konusu….mevkiinde kain, 143 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ivaz ilavesi ile dahi aynen taksimleri mümkün olmadığından açık artırma yolu ile satış sureti ile ortaklığın giderilmesine ve yasal harç(lar), masraf ve kesintiler ödenip-düşüldükten sonra satış bedellerinin taraflara tapu kayıtlarındaki ve ölü kayıt maliklerinin veraset belgelerindeki payları oranında verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı … ve … vekili temyiz etmiştir.

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.

Satışına karar verilen taşınmaz;

a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında,

b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında,

c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.

Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.

Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.

Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur.

Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.

Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir.

Somut olayda; yargılama aşamasında davacı asil …’ün kısıtlandığı, kendisine eşi ….vasi atandığı, .. …. Av. …’e vesayeten Av. …’ya vekaletname verdiği anlaşılmaktadır. TMK 462/8. maddesinde “acele hallerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordatoyapılması” vesayet makamından izin alınması gereken haller olarak düzenlenmiştir. O halde mahkemece öncelikle, vasi ….. kısıtlı … adına dava açabilmesi için kısıtlılığa karar veren mahkemeden izin alması sağlanmalıdır.

Ayrıca, tapu kayıt maliklerinden….. ölü olduğu anlaşıldığından ibraz ettirilecek mirasçılık belgesine göre davada taraf olmayan mirasçıları var ise davada yer almalarının sağlanması, dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi suretiyle taraf teşkilinin tamamlanması gerekir.

Kabule göre de, 6360 sayılı yasanın 1/1. maddesi ile ….Belediyesi’nin Büyükşehir Belediyesi olduğu, 1/3. maddesi ile köylerin mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldıkları anlaşıldığından, dava konusu taşınmazda aynen taksimin mümkün olup olmadığının ilgili belediyeden sorularak, gelen cevabi yazı sonucuna göre hüküm verilmesi gerekirken, mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; davalı … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 22.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.