İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale geldiği için bunlarda payın satışı mümkündür, İİK 121. madde uygulanamaz.
Dava, İİK’nun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılardan …’ın davacıya olan borcundan dolayı … 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1515 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, icra mahkemesinden iş bu davayı açmak üzere yetki verildiğini ileri sürerek; borçlunun diğer davalılarla birlikte malik olduğu 895, 1570, 1495, 1175, 721 ve 376 parsel sayılı 6 adet taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.Hükmü, davalılar … ve … temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre, bir kısım davalıların, dava konusu 895 ve 1570 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Bir kısım davalıların, dava konusu 376, 721, 1175 ve 1495 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısı, icra mahkemesi hakiminden İİK’nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Öte yandan, 5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle “Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz….” şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz.
Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre borçlu (davalı), dava konusu 376, 721, 1175 ve 1495 parsel sayılı taşınmazlarda paylı malik durumundadır. Yukarıda bahsedilen yasal değişiklikle de alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı), İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak anılan dava konusu taşınmazlar yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır. O halde, belirtilen parseller yönünden davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.