Mahkemece, tapuda gösterilen bedel üzerinden ve davalı vekilinin ön inceleme duruşmasından önce kabul beyanı dikkate alınarak önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir. Bu durumda, yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi ve dava açıldığında harcı yatırılan davaya esas değer üzerinden davacı yararına ve ön inceleme duruşmasından önce davalı vekilinin kabul beyanı dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalıdan harç tahsili gerekirken; davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi.
Taraflar arasındaki önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21.09.2016 gün ve 2015/17249 Esas – 2016/7143 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı … vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı, 09.12.2014 tarihli dilekçesi ile müşterek paydaş olduğu 125, 132 ve 778 sayılı parsellerde davalının 17.10.2014 tarih 12322 yevmiye nolu resmi senet ile satın almış olduğu 1/8 payın önalım hakkına dayalı olarak iptalini ve adına tescilini istemiştir.
Davalı … vekili, 21.05.2015 tarihli ön inceleme duruşmasından önce 24.03.2015 havale tarihli dilekçesi ile önalım bedelini depo etmeleri şartıyla davayı kabul etmiştir. Davalı satıcı … davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı … yönünden davanın pasif husumetten reddine diğer davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekilinin temyiz etmesi üzerine Dairemizce ”Harçlar Kanununun 22. maddesine göre davalı vekilinin kabul beyanı ilk duruşmadan önce olduğundan alınması gereken 1.491,207 TL harcın 1/3’ü olan 497,69 TL’den peşin alınan 324,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 173,19 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydına” ibaresinin eklenmesine, hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına, karar verilmiştir. Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Davacı vekili mahkeme kararını usulüne uygun olarak temyiz etmiş olmasına rağmen davacı vekilinin temyizi yönünden Dairemizin onama ilamında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmüştür. Yapılan incelemede;
492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesine göre; Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.
HMK’nın 326. maddesinin 2. bendi yargılama harçları için uygulanmaz. Çünkü, davanın reddi hariç harç daima davalıya yükletilir.
Ayrıca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca kabul delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce gerçekleştiğinden tarife hükümleri ile belirlenen ücretin de yarısına hükmolunmalıdır.
Davalı, taşınmazlardan pay satın almış olup, davacı önalım hakkını ancak dava yolu ile kullanabileceğinden davalı ilk celseden önce davayı kabul etse dahi, yargılama giderlerinden sorumludur.
Somut olayda; mahkemece, tapuda gösterilen bedel üzerinden ve davalı vekilinin ön inceleme duruşmasından önce kabul beyanı dikkate alınarak önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir. Bu durumda, yukarıda belirtilen maddeler gözetilerek yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi ve dava açıldığında harcı yatırılan davaya esas değer üzerinden davacı yararına ve ön inceleme duruşmasından önce davalı vekilinin kabul beyanı dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedilmesi ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesi uyarınca davalıdan harç tahsili gerekirken; davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi ayrıca 778 parsel sayılı taşınmazın hüküm fıkrasında rakam olarak belirtilmemiş olması nedenleri ile kararın bozulması gerekirken davalı vekilinin temyizine atfen Dairemizce sehven değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına karar verilmesi doğru görülmemiş olup belirtilen yönlerden yasaya aykırılık bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, önceki hükmün açıklanan bu gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin düzelterek onamaya ilişkin 21.09.2016 tarihli 2015/17249 Esas, 2016/7143 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.11.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı cevap dilekçesinde, davayı kabul ettiğini, şufa bedelinin davacı tarafça bankaya depo edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını istemiştir.
Mahkemece, akitte gösterilen bedel ile alıcıya düşen tapu harç ve masrafları toplamı üzerinden davanın kabulüne, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan alınmasına, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili yargılama giderleri yönünden temyiz etmiştir.
Davacı, dava açmak suretiyle önalım hakkını kullanmıştır. Mahkemece kendisine verilen süre içerisinde tapuda gösterilen satış bedeli ve masrafları depo etmiş olup, satış bedelinde muvazaa iddiası bulunmamaktadır. Davalı, davaya cevap verme süresi içerisinde davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Türk Medeni Kanunun 734. maddesi gereğince önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Mülga 743 sayılı Kanunun 659 maddesinin yürürlükte olduğu tarihlerde önalım hakkının kullanılması herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Önalım hakkı dava dilekçesi ile kullanılabileceği gibi yazılı biçimde diğer tarafa ulaştırılmak koşuluyla mektup yada noter ihtarnamesi ile de kullanılabiliyordu. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734. maddesine göre yasal önalım hakkının sadece dava açmak suretiyle kullanılabileceği ilkesi getirilmiştir. Dava dışı irade açıklaması ile önalım hakkının kullanılması yeni kanuni düzenleme karşısında mümkün değildir.
Paylı taşınmazdan pay satın almayı yasaklayan kanun hükmü bulunmamaktadır. Pay satın alanın kendisine karşı önalım hakkının ileri sürüleceğini bilmesi mümkün değildir. Pay satın almadan önce diğer paydaşların önalım hakkını kullanmayacaklarına dair beyanlarını almaya zorunlu kılan yasal bir hüküm de bulunmamaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun yargılama giderlerine ilişkin hükümleri önalım davalarında da aynen uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 312/2. maddesi gereğince davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemez.
Davalı, davaya cevap dilekçesinde davayı kabul ettiğini bildirmiş olması nedeniyle HMK’nun 312/2 maddesi gereğince yargılama giderleri ve bu arada avukatlık ücreti ile yükümlü tutulamaz.
Bu nedenlerle 21.09.2016 tarihli onama kararının doğru olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının bozulması kararına katılamıyorum.