Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki sınırlamalar dahilinde, kazandırıcı zamanaşımı ile zilyet tarafından iktisap edilebilmesinde, zilyedin iyiniyetli olması zorunlu değildir.
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderleri ödenmediğinden, duruşma isteminin bu yönden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
K: Tapulama sırasında dava konusu taşınmazlar tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunca reddedilen davacı K: .. ve arkadaşları vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parsellerin davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli parsellerin davacı tarafın miras bırakanı H…’den intikal ettiği, terekenin paylaşılmadığı ve iştirak halinde mülkiyet şeklinde bulunduğu, bir kısım mirasçıların tapusuz olan taşınmazları davalı tarafa satarak zilyetliklerini devir ve teslim ettikleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bir kısım mirasçıların miras şirketine dahil olmayan kişiye yapılan satışın sonuç doğurup doğurmayacağına ilişkindir. Kural olarak iştirak halinde mülkiyette, miras şirketine dahil olmayan, temliki işlemlerin bütün iştirakçilerin katılımı ile yapılması zorunludur. Ne var ki bir kısım mirasçıların yaptığı satış tarihinden tesbit tarihine kadar davalı tarafın zilyetliğinin çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla 20 yılı aşkın süre devam ettiği dosya kapsamı ile sabittir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince zilyetlikle iktisap için zilyedin iyiniyetli olması zorunlu değildir. Bir kısım mirasçıların yaptığı satış miras şirketi yönünden sonuç doğurmaz ise de, zilyetlikle iktisap şartları davalı yararına oluşmuştur.
SONUÇ: Açıklanan ve kararda yazılı gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün (ONANMASINA), 11.5.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.