Milli emlak memurunun, Hazine’yi ilgilendiren itiraz ve davaları kabule yetkisi bulunmadığından, bu yöndeki beyanları hukuki bir sonuç doğurmayacağı gibi, kadastro komisyonu kararı Hazine’ye tebliğ edilmediğine göre de, karar ve tutanaklar kesinleşemez.
Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
K: Kadastro sırasında 74 ada 4 parsel sayılı 14900 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, malikinin bilinememesi nedeniyle Maliye Hazinesi adına tesbit edilmiştir. Davalı M…’nın miras yolu ile gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan itirazı kadastro komisyonu tarafından kabul edilmiş ve tutanak kesinleştirilerek çekişmeli taşınmaz 14.12.1982 tarihinde davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı Hazine vekili komisyon kararının yasal ve geçerli olmadığı iddiasına dayanarak iptali için dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Milli Emlak Memuru A…’nin 3.12.1982 tarihli tahkikat zaptındaki “Bu yerin Hazine ile bir ilgi ve alakasının olmadığını anladım, bu nedenle bu parselin muteriz adına yazılmasını ve bu hususta verilecek kararın Hazine’ye tebliğ edilmeden kesinleştirilmesine muvafakat ve beyan ederim” şeklindeki ifadesi esas alınarak, komisyon kararının Hazine’ye tebliğ edilmesine gerek bulunmadığı ve kararın kesinleştiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Milli emlak memurunun Hazineyi ilgilendiren itiraz ve davaları kabul etmeyeyetkisi bulunmamaktadır. Bu şekildeki beyanı hukuki sonuç doğurmaz. Komisyon kararı Hazineye tebliğ edilmediğine göre, kararın ve tutanakların kesinleşmesinden söz edilemez. Diğer yandan tescil tarihi ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Yasanın 12/son maddesinde öngörülen süre de geçmemiştir.
SONUÇ: Bu durumda işin esasına girilmek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplamak ve sonucuna göre bir hüküm kurulmak gerekir. Temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 3.10.1994 gününde oybirliği ile karar verildi.