1. Anasayfa
  2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi E: 2004/11053 K: 2004/1152 T: 24.2.2005


Yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilmesi doğru değildir. Doğru sonuca varılabilmesi için; tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilip dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada menfaati olmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemle tespit edilecek tanıklar huzuruyla keşif icra edilmelidir.

Yargıtay bozma ilamında özetle; “Tespit sırasında 75 ve 76 sayılı parsellerin Eylül 958 tarih 2, 3, 7 ila 16 nolu tapu kayıtları kapsamında kaldığı belirtildiği halde; 1.6.1977 tarihli komisyon kararında (12) adet değişir sınırlı 1609 dönüm miktarındaki kısım tapu kaydı maliklerine bırakılıp, bakiye 2822 dönüm Hazine’ye verilmiş, aynı komisyonun 10.2.1978 tarihli kararına esas uygulamada ise, Eylül 1958 tarih 9 no’lu tapu kaydının 76, Eylül 1958 tarih 7, 13, 14 ve 15 nolu tapu kayıtlarının 75 sayılı parseli kapsadığı kabul edilmiştir.

Keşifte ise tapu kayıtları teker teker uygulanmamış, her bir kaydın kapsadığı alan kroki üzerinde gösterilmemiş, tapu miktarları parsel miktarından eksik olduğu halde kayıt miktarının fazla olduğu kabul edilmiştir. Davalıların dayandıkları tüm tapu kayıtlarının revizyonları sorulmamış, revizyon görmüş ise ilgili parsellere ait tutanak ve dayanak örnekleri getirtilmemiştir. Dava konusu parselleri dıştan çevreleyen parsellere ait tutanak suretleri ile dayanakları getirtilmemiş, mahalline uygulanmak suretiyle bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmemiştir.

Taşınmazın kayıt malikleri adına tespit edilebilmesi için 3402 sayılı Yasa’nın 20/B maddesi uyarınca, tapu kaydı kapsamlarındaki yerin hak sahibi tarafından kullanılıyor olması gereği gözetilmemiş, ziraatçi bilirkişinin 76 sayılı parselin taşlık olduğunu bildirdiği bölümünün tescile tabi olup olmayacağı değerlendirilmemiştir. Davalılara ait vergi kayıtları bulunup bulunmadığı sorulmamış, varsa uygulanmamış, uygulamayı izlemeye yeter uzman bilirkişi raporu alınmamıştır.

Açıklanan şekilde deliller toplanmalı, usulen keşif yapılıp kayıtlar uygulanmalı, kayıt kapsamı dışında kalan yerler yönünden zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılıp değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması…” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; 75 parsel ile 76 parselin 27.4.2004 tarihli bilirkişi raporunda yeşil taralı 1.034.075 metrekarelik kısmının hisseleri oranında davalılar adına tesciline, 76 parselin aynı raporda (A) ile gösterilen kısmının tapulama dışı taşlık alan olarak bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece davaya konu parsellerin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davalıların dayanağını oluşturan tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.

Hükmüne uyulan bozma ilamında, aynen “…davaya konu 75 ve 76 sayılı parsellerin kadastro tespitleri sırasında Eylül 958 tarih 2, 3, 7 ila 16 nolu tapu kayıtları kapsamında kaldığı belirtildiği halde 1.6.1977 tarihli komisyon kararında 12 parça değişir sınırlı 1609 dönüm miktarındaki tapu kaydı maliklerine bırakılıp bakiye 2822 dönüm Hazineye verilmiş, aynı komisyonun 10.2.978 tarihli kararına esas teşkil eden uygulamada ise Eylül 958 tarih 9 nolu tapu kaydının 76, Eylül 958 tarih 7, 13, 14 ve 15 nolu tapu kayıtlarının 75 numaralı parseli kapsadığı kabul edilmiştir. Keşifte ise tapu kayıtları teker teker uygulanmamış, her bir kaydın kapsadığı alan kroki üzerinde gösterilmemiştir.” İbareleri yer almış bulunmaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde tapu kayıtları ilamda belirildiği şekilde ayrı ayrı okunup mahalline uygulanmamış, her bir tapu kaydının kapsadığı alan zeminde belirlenip teknik bilirkişiye kroki çizdirtilerek kayıtların kapsamları göstertilmemiş, dinlenen yerel bilirkişiler yukarda tarih ve numarası yazılı tapu kayıtlarının uygulanması sırasında kayıtlarda yazılı hudutların bir kısmını bilmediklerini ifade ettikleri halde bu hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmamış, eylemli durumda 76 numaralı parsel 308 numaralı mera parseline bitişik olduğu halde tapu kaydı miktar fazlasının meraya el atmak suretiyle elde edilip edilmediği araştırılmadan hüküm kurulmuştur. Yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilmesi doğru değildir. Doğru sonuca varılabilmesi için; hükmüne uyulan bozma ilamında da işaret edildiği üzere davalı tarafın dayanağını oluşturan Eylül 958 tarih 9 ve Eylül 958 tarih 7, 13, 14 ve 15 numaralı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilip dosyaya konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada menfaati olmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemle tesbit edilecek tanıklar huzuruyla keşif icra edilmelidir.

Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında davalı tarafın dayandığı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup bu kayıtlarda yazılı Sino ve Osman tarlası, Hamdun yolu, Hacı Ali ve Mehmet tarlası, dere, harabe, pınar, çırağan hududu, zeğrek, Yunus tarlaları, Hacı Ali tarlası, kayalık hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, yerel bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Kayıtların kapsamı belirlenirken kayıtlarda yazılı kıraç, çırağan hududu, pınar, harabe gibi hudutların değişebilir hudutlar olup bu nedenle kayıtların gayrisabit hudutlu olup miktarlarıyla geçerli olduğu nazara alınmalı, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye ayrı ayrı uygulanan tapu kayıtlarındaki hudutları krokide gösterir her tapu kaydının kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, arazi başında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kamu orta malı niteliğinde mera’a olup olmadığı, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Deliller değerlendirilirken tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği, kayıt kapsamında kaldığı kabul edilen alanların kullanılabilir nitelikte bulunup bulunmadığı gözönünde tutulmalıdır.

Sonuç: Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan ve hükmüne uyulan bozma kararında işaret edilen noksanlıklar ikmal olunmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 24.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.