Meralarla ilgili tahsis belgeleri, fermanlar, temliknameler, mahkeme ilamları ve hüccetleri veya vakfiyeler olabileceği gibi 4753 sayılı Kanun’a göre kurulan toprak komisyonlarınca düzenlenen mera norm kararları da olabilir. Yetkili merci; kadim meranın niteliğini değiştirdiğini, orayı topraksız çiftçiye dağıtılmak üzere rezerv arazi olarak ayırdığını bir kararla belirtmediği sürece; aynı yerde bir kısım taşınmazı mera olarak tahsis etmesi, o kısım dışında kalan kadim meraların meralık niteliğini ortadan kaldırmaz; belirtilen esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilemez.
Kadastro sırasında 455 ada 1 parsel sayılı 15992 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde çekişmeli parsel tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı M. mirasçıları adına hisseleri oranında tesciline, üzerindeki ev ve mandıranın beyanlar hanesinde gösterilmesine, müdahil M.’nin davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine ve Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle ilgisinin bulunmadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde yazılı zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı taraf yararına gerçekleştiği, kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın öncesinin Kamu orta malı mera niteliğinde bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Meralara ilişkin uyuşmazlıklarda yerel bilirkişilerin, komşu köylerde ikamet eden, davada yararı bulunmayan, yaşlı ve tarafsız kişiler arasından seçilmesi, taraf tanıklarının da aynı yönteme göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu gereğe riayet edilmemesi doğru olmadığı gibi, aynı yerde ikamet eden şahıslar arasından seçilen yerel bilirkişinin “taşınmazın öncesinin kadim mera olduğu yolundaki” beyanına ne sebeple itibar edilmediğinin araştırılıp tartışılmadan hüküm kurulması da isabetli bulunmamaktadır. Bir yerin kamu orta malı niteliğinde mera olduğu yetkili merci tarafından düzenlenen tahsis belgesi veya kadim kullanma ile belirlenir.
Meralarla ilgili tahsis belgeleri, fermanlar, temliknameler, mahkeme ilamları ve hüccetleri veya vakfiyeler olabileceği gibi 4753 sayılı Kanun’a göre kurulan toprak komisyonlarınca düzenlenen mera norm kararları da olabilir. Yetkili merci; (olayımızda toprak komisyonu) kadim meranın niteliğini değiştirdiğini, orayı topraksız çiftçiye dağıtılmak üzere rezerv arazi olarak ayırdığını bir kararla belirtmediği sürece; aynı yerde bir kısım taşınmazı mera olarak tahsis etmesi, o kısım dışında kalan kadim meraların meralık niteliğini ortadan kaldırmaz.
Belirtilen esaslar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köy veya kasabalarda ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasında seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemlerle belirlenecek taraf tanıkları ve uzman teknik bilirkişiler huzuru ile keşif icra olunmalıdır. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında, mera tahsis kaydı ve haritası ile varsa tarafların dayandığı kayıtlar uygulanıp kapsamları belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin kamu orta malı mera olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite ve yargılama sırasında toplanan diğer delillere aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişileri ile yargılama sırasında dinlenen tüm yerel bilirkişi ve tanıklar arazi başında ve yüzleştirme yapılmak suretiyle dinlenip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, uzman ziraat mühendisinden taşınmazın niteliğini belirtir rapor alınmalı, beraberde götürülerek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Yorumlar (1)