1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1992/351 K: 1992/202 T: 4.2.1992


Kaçak ve yitik kişilerden Hazine’ye kalan taşınmazın satış işlemi resmi belgelerle kanıtlandığı takdirde, tespite esas alınan vergi kaydı sabit sınırlı kayda dönüştüğünden, tescil talebi kabul edilmelidir.

Taraflar arasında cereyan eden kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün temyizen incelenmesi süresi içinde istenilmekle tetkik raporu ve dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında dava konusu 44 parsel numaralı 33.900 metre kare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydına, satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar adına tespit edilmiş davacı Hazine vekili süresinde açmış olduğu dava ile, tespite esas alınan vergi kaydının doğu ve kuzey sınırlarında yitik kişilere ait yerler olup yasalar uyarınca devlete kaldığı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabına olanak bulunmadığını ve bu sebeple de vergi kayıt miktarına değer verilmesi gerektiğini ileri sürerek kayıt miktar fazlası olan 25.900 metre karelik kısmın ayrılarak Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine ve taşınmazın eşit paylarla davalılar adına tesciline karar verilmiş hüküm Hazine vekilince temyiz edilmiştir.

Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Taşınmaza uygunluğu keşfen tespit edilen ve davalıların dedesi S. H. adına kayıtlı bulunan 1936 tarih 137 numaralı vergi kaydının doğu ve kuzey yönünde metruk (milkon)u sınır okumakta olup sekiz dönüm yüzölçümündedir. Vergi kaydı sözü edilen sınırlar itibariyle genişletilmeye elverişli olduğundan kapsamı miktarı ile geçerlidir. Bilindiği üzere kaçak ve yitik kişilerden kalan tapulu ve tapusuz taşınmazlar yasalar gereği Hazine’ye geçeceğinden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinilmelerine olanak yoktur. Her ne kadar mahkemece tanıkların beyanlarına dayanılarak taşınmazın sınırlarında bulunan mülkün (milkon) yerlerinin Hazinece şahıslara satıldığı kabul edilmiş ise de satış olgusu resmi belgelerle kanıtlanmadığı sürece hükme dayanak yapılamaz. O halde mahkemece yapılacak iş, nizalı taşınmazın doğu ve kuzey yönünde bulunduğu anlaşılan yitik kişiden veya kişilerden kalan taşınmazların Hazine tarafından şahıslara satılmış ise kimlere hangi tarihte ne miktar satıldığı Milli Emlak Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, varsa satışla ilgili belgelerin getirtilmesi, ondan sonra yerel ve uzman bilirkişiler aracılığı ile yerine uygulanması, satış olgusunun gerçekleşmesi halinde tespite esas alınan vergi kaydının sabit sınırlı kayda dönüştüğünün kabulü ile taşınmazın davalılar adına tesciline karar verilmesi, aksi halde kaçak ve yitik kişilerden kalan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisabına olanak bulunmadığından vergi kaydı miktarına itibar edilmesi ve ona göre karar verilmesinden ibarettir.

Sonuç: Davacı, Hazine vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK:nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 4.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.