1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/2180 K: 1993/8634 T: 7.7.1993


Tapuda çifte kayıt bulunması halinde, geçerli olmayan tapu kaydına dayanarak iktisapta bulunan üçüncü kişi, iyi niyet iddiasında bulunamaz. Geçerli olmayan kayıttan hak iktisap eden kişinin zilyetliği, mülkiyet sonucunu doğurmaz.

Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı İ… tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K: Kadastro sırasında; 311 parsel sayılı, 67.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Ocak 1981 tarih, 9 nolu tapu ve 1056 nolu vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar İ… ve A…. adlarına paylı olarak tesbit edilmiştir. İtirazı, tapulama komisyonunda reddedilen davacı İ…, tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı İ… tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, tesbite dayanak yapılan, davacı ve davalılar tarafından da delil olarak ileri sürülen çifte tapu kaydından en son el değiştirmeleri itibariyle eski tarihli olan tapu kaydı ile taşınmazda davalıların zilyet olmaları gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davalılar adına paylı olarak kayıtlı bulunan ve M…’in davacısı olduğu Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş tescil ilamı ile oluşturulan Temmuz 1975 tarih, 20 sayılı tapu kaydı ile gittisi olup M…’in satışıyla tesis edilen Ocak 1981 tarih 9 sayılı tapunun sınırları itibariyle taşınmazı kapsadığı mahkemenin kabulündedir.

Davacının dayandığı Kasım 1985 tarih ve 9 sayılı tapu kaydı Muhacir A…’in Fevtinden oluşan Kanunisani 1332 doğum tarihli 5 sayılı kayıttan rızaen ve icra yoluyla yapılan satışlar ve pay alımları sonucu el değiştirmelerden sonra Şubat 1969 tarih, 19 sayı ile davacının bayi olan M…’e intikal etmiş iken, 25.11.1985 tarihinde satışı ile kayden davacıya geçmiş bulunmaktadır. Davacının delilini oluşturan bu kaydın da çekişmeli parseli kapsadığı keşfen belirlenmiştir. Bu durumda uyuşmazlık, aynı yeri kapsayan iki aynı tapu kaydından hangisine değer verilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.

Kural olarak çifte kayıt halinde geçerli olmayan tapu kaydına dayanılarak iktisapta bulunan üçüncü kişi iyiniyet iddiasında bulunamaz ve Medeni Yasanın 931. maddesinin koyduğu iyiniyet ilkesinden yararlanamaz Bu nedenle de Kadastro Yasasının 13/B-c maddesinin somut olayda uygulama yeri bulunmadığından davalıların zilyetliğine değer verme olanağı yoktur. Doğru esasa dayanmayan bir kayıttan hak iktisap eden davalıların zilyetliği mülkiyet bahşetmez. Hal böyle olunca sahih esasa dayanan eski tarihli Kanunisani 1332 tarih, 5 nolu tapu kaydından gelen davacıya ait Ocak 1985 tarih 9 nolu tapu kaydına değer verilerek davanın kabulüne ve taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar vermek gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın reddedilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ: Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 7.7.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.