1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1993/9995 K: 1993/15197 T: 28.12.1993


Kadastro tespit komisyon kararına karşı yasal sürede dava açmayan kişi yönünden tespit kesinleştiğinden, kesinleşen bu karara karşı artık genel hukuk mahkemesinde dava açmak gerekir.

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davalı Hazine ve davacı Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında 73 ada 13 parsel sayılı 912 metre kare yüzölçümündeki taşınmaz dava dışı 73 ada 4 parsele uygulanan tapu kaydı yüzölçüm fazlası olduğundan söz edilip Hazine adına tespit edilmiştir.

İtirazı komisyonca reddedilen E: Belediye Başkanlığı taşınmazın belediye sınırları ve imar planı kapsamında kaldığını öne sürüp dava açmış, O. miras yoluyla geçen zilyetliğe dayanarak taşınmazın H. mirasçıları adına tescili için davaya katılma talebinde bulunmuştur. Mahkemece belediyenin davasının reddine taşınmazın veraset ilamına göre H. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve davacı Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere göre çekişmeli taşınmazın dava dışı parsellere revizyon gören tapu kaydı sınırının ırmak okuması nedeniyle kayıt fazlası olarak ifraz edilip Hazine adına elma bahçesi niteliğiyle tespit edilmiş olmasına ve Belediye ile herhangi bir ilgisinin bulunmamasına göre davacı Belediyenin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle Belediye aleyhindeki hükmün ONANMASINA,

2- Davalı Hazinenin temyizine gelince; dava konusu parsel Hazine adına tespit edilmiş ve Belediye ile O.’nun tutanağa yönelttikleri itirazın reddine ilişkin komisyon kararının tebliğinden sonra yalnızca Belediye tarafından süresinde dava açılmıştır. O. tarafından herhangi bir dava açılmamıştır. Komisyon kararının 23.2.1990 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini ancak süresinde dava açmadığını bildiren O. 24.2.1992 tarihli dilekçe ile davaya katılma isteğinde bulunmuş ve taşınmazın babası H adına tescilini istemiştir. 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 26/D maddesi gereğince kadastro mahkemelerinde dava açıldıktan sonra, tespitten önceki haklara dayanılarak asli müdahil sıfatıyla davaya katılanların iddialarına dair uyuşmazlıklar kadastro mahkemeleri tarafından incelenme olanağı var ise de davaya katılanların tutanağa itiraz etmemiş olmaları gerekir. Somut olayda komisyon kararının tebliği üzerine süresinde dava açmayan O. yönünden komisyon kararı kesinleşmiştir. Bu halde kesinleşen komisyon kararlarına karşı açılan davalar aynı Yasa’nın 12. maddesi gereğince Genel Hukuk Mahkemesinde görülüp karara bağlanması gerekir.

Hal böyle olunca katılan O.’nun davasının görev yönünden reddine, tutanağın onaylı bir örneği ile dava dosyasının E: Asliye Hukuk Mahkemesine tutanak aslı ve eklerinin de Tapu Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar vermek gerekirken katılan O.’nun davasının esastan incelenerek yazılı olduğu gibi hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.

Sonuç: Davalı Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü hükmün BOZULMASINA, 28.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.