1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 1995/6810 K: 1995/7291 T: 11.12.1995


Tapu kayıtlarının çatışmasından doğan kadastro tespiti uyuşmazlıklarında, önceki tarihli ve geçerli hukuki sebebe dayalı ve tespit tarihine kadar da geçerliliğini koruyan tapu kaydı esas alınarak hüküm verilmelidir.

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ilişkin verilen hükmün K: ve Z. tarafından süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında 130 ada, 3 parsel sayılı 21.048 metre kare yüzölçümündeki taşınmaz, teşrinievvel 1302 tarih, 1106 sayılı ve Aralık 1953 tarih, 13 sayılı tapu kayıtlarının kapsamında kaldığından, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle kadastro tespit tutanağı kadastro mahkemesine devredilerek dava konusu edilmiştir.

Mahkemece, taşınmazın Aralık 1953 tarih 13 no’lu tapu kaydı kapsamında kaldığından A. oğlu M. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, K: ve Z. tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, teşrinievvel 1302 tarih, 1106 no’lu tapu kaydının çekişmeli parsele uymadığı; Nisan 1953 tarih, 182 no’lu sicilden gelen Aralık 1953 tarih, 13 no’lu tapu kaydının taşınmaza uyduğu gerekçesiyle, bu tapu kaydı malikleri adına tescile karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, uygulama ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.

Teşrinievvel 1302 tarih, 1106 ve Nisan 1953 tarih, 182 no’lu iki ayrı tapu kaydının çekişmeli parsele uyduğu, bu kayıtların aynı kuvvetle görülmesi nedeniyle kadastro ekibi 3402 sayılı Yasa’nın 7/3 sayılı maddesi gereğince tutanağı kadastro komisyonuna göndermiş, komisyon da aynı Yasa’nın 10/son maddesi gereğince mahkemeye devretmiştir. Kadastro komisyonunun mahkemeye gönderdiği tutanaklar hakkında ne gibi işlemler yapılacağı 3402 sayılı Yasa’nın 30/2. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre hakim, kendiliğinden lüzum gördüğü diğer delilleri toplayarak taşınmaz malın kimin adına tescil edileceğine karar vermekle yükümlüdür. Teşrinievvel 1302 tarih, 1106 no’lu tapu kaydı H. M. çocukları A., A., İ. ve C. adına müşterek mülk hükümlerine göre kayıtlıdır. Bunlardan A. ve İ.’nin veraset ilamı dosyada mevcuttur, mirasçıları da davada taraftır. Ancak A. ve C.’nin veraset ilamı dosyada bulunmadığı gibi mirasçıları da davada taraf değildir.

O halde, teşrinievvel 1302 tarih, 1106 no’lu tapu kaydı sahipleri H. M. çocukları A. ve C.’nin mirasçılarının kimler olduğu saptanmalı, bunlara usulün davadan haberdar edilerek taraf oluşturulmalı, bundan sonra 130 ada 1 ve 5 no’lu ve 119 ada 17, 18 no’lu parsellerin de tutanak örnekleri ve toprak tevzi 18 ada 2, 3, 8, 9 no’lu parsellerin belirtmelik tutanak örnekleri ve dayanakları getirtilmeli, davada yarar ilişkisi bulunmayan tarafsız, olabildiğince yaşlı, yerel bilirkişiler huzuruyla uzman bilirkişi yardımıyla her iki tapu kaydı gereği gibi yerine uygulanmalı, bilinmeyen sınırlar olduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, her iki tapu kaydının çekişmeli taşınmazlara uyduğunun belirlenmesi halinde eski tarihli ve doğru temele dayanan tapu kaydına değer verileceği nazara alınmalı, eski tapu kaydının çekişmeli taşınmaza ait olduğunun belirlenmesi halinde mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hükümleri uygulanmasa da tapu kaydının müşterek mülk hükümlerine göre paydaşlar adına kayıtlı olması nedeniyle koşulları varsa 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 13/B-c maddesinin zilyet yararına uygulanacağı, başka bir anlatımla tapu kaydı sahibi ya da mirasçılarının çekişmeli taşınmaza zilyet olmamaları halinde onlar yönünden, yasal değerini yitirmiş olacağı göz önünde bulundurularak taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, kimler tarafından nasıl zilyet edildiği, zilyetliğinin ekonomik amacına uygun olup olmadığı bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılarıyla ve maddi olaylara dayalı olarak sorularak kayıt sahiplerinden bazılarının ölüm tarihlerine göre Kadastro Yasası’nın 13/B-c maddesinin zilyetler yararına uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalı, yapılan uygulama uzman bilirkişi tarafından düzenlenecek birleşik krokiye yansıtılarak keşfi izleme olanağı sağlanmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Sonuç: A., K:, Z.’nin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden ötürü hükmün BOZULMASINA, 11.12.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.