Çay yatakları zilyetlikle kazanılamaz. Ancak, çayın terk ettiği alan zamanla tarım arazisine dönüşürse veya taşlık ve çalılık olup da imar-ihya edilmiş ve imar-ihya yoluyla kazanılma koşulları zilyet yararına oluşmuşsa, 3402 s. Kanun’un 14 ve 17. maddeleri ile Medeni Kanun’un 639. maddesi uyarınca, böyle bir taşınmaz, olağanüstü zamanaşımı zilyetliği ile kazanılabilir.
Taraflar arasında görülen tesbite itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın reddine ilişkin Ulus Kadastro Mahkemesinden verilen 9.11.1995 gün ve 33/93 sayılı hükmün duruşma yapılması isteği ile Yargıtayca incelenmesi davacı A… E: .. ve müşterekleri vekili tarafından istenilmiş olmakla, işin duruşmaya tabi olduğu belirlendikten sonra 5.3.1996 Salı günü için taraflara gönderilen çağrı kağıdı üzerine hükmü temyiz eden davacı A… E: .. ve müşterekleri vekili Av. S… Ç…, karşı taraftan davalı Hazine vekili Av. A… S…’nin hazır oldukları anlaşılmakla duruşmaya başlandı, temyiz isteğinin süresinde olduğu tesbit edilmekle hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K: Kadastro sırasında 191 ada 9 parsel sayılı 3711.29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz dava dışı 2 sayılı parsele uygulanan ve güneyde çayı sınır okuyan tapu kaydı yüzölçüm fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde A… E: .. ve arkadaşları tapu ve vergi kaydına, miras yoluyla gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı A… E: .. ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalı taşınmazla bir bütün teşkil eden 191 ada 2 nolu parsele uygulanan Temmuz 1952 tarih 15 sıra nolu tapu kaydı ile 1937 tarih 108 tahrir nolu vergi kaydının güney sınırını Uluçay okuması nedeniyle miktar fazlası çay yatağı olarak belirlenen çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının olanaksız bulunduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydı ile vergi kaydının güney sınırını Uluçay okumasına karşın dava konusu taşınmaz ile Uluçay arasında Hazine adına tesbiti yapılan 191 ada 8 nolu parsel bulunmaktadır. Kural olarak çay yataklarının zilyetlik yoluyla kazanılması olanağı yok ise de; çayın terk ettiği alanın zamanla tarım arazisi haline dönüştüğü ya da taşlık ve çalılık olup da imar ihya edilmiş ve imar ihya yoluyla kazanılma koşulları zilyet bulunan davacılar yararına oluşması halinde 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14. ve 17. maddeleri ile Medeni Yasanın 639. maddesi uyarınca olağanüstü zamanaşımı zilyetliği yolu ile böyle bir taşınmazın kazanılma olanağı vardır. Bu maddi olgu mahkemenin gözlemi ile dava konusu yer üzerinde insan emeği ile yetiştirilmiş 500 adet kavak ağaçlarıyla 25 adet 30 yaşlarında kesik kavak köklerinin bulunduğu ziraat teknisyeni raporu ile belirlendiğine ve böylece kültür arazisi niteliği kazanan dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar yararına çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatı ile 20 yıllık zilyetlik süresinin de tesbit tarihine kadar davacılar yararına oluşup gerçekleştiği kanıtlandığına göre 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yolu ile sulu toprakta 40 dönüm, kuru toprakta 100 dönüm taşınmaz edinebileceklerine ilişkin hüküm dikkate alınarak davacılar ile murislerinin belgesiz zilyetlik yolu ile edindikleri taşınmazların nitelik ve miktarları araştırılıp yasal yönden bir engelin bulunmadığı saptandıktan sonra davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken red edilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve Yargıtay duruşması için takdir olunan 250.000 lira avukatlık ücretinin davalı Hazineden alınarak duruşmada vekil ile temsil edilen davacılara verilmesine ve 125.000 TL. peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 5.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar (1)