Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/5749 K: 2003/5176 T.22.5.2003

Orman tahdidi yapılan yerlerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman tahdit haritasının uygulaması, kesinleşmiş orman tahdidi bulunmayan yerlerde ise memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanması sonucu orman mühendisinden alınacak gerekçeli mütalaaya dayalı olarak belirlenmesi gerekir; diğer taraftan taşınmazın öncesi tapusuz olduğuna göre maddi olaylardan sayılan zilyetliğin ve sürdürülüş biçiminin tanık ve diğer delillerle de kanıtlanması gerekir; yine ileri sürülmesine karşın vergi kayıt miktar fazlasının mera olup olmadığı yönünden de yöntemine uygun bir mera araştırması yapılmalıdır.

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında 107 ada 7 parsel sayılı 1135.14 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Ahmet adına tespit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde Hazine taşınmazın mera yada devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Kadastroca taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı adına tespit edilmiş, davacı hazine taşınmazın mera yada Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığını ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Eylemli durumda davalı taşınmaza kuzey ve batıdan komşu 107 ada 127 parsel orman niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. İleri sürülüşe, savunmaya ve aşamalardaki açıklamalara göre uyuşmazlık taşınmazın orman yada mera olup olmadığı ve bunun sonucu olarak davalı yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği yönlerinde toplanmaktadır. Orman tahdidi yapılan yerlerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığının kesinleşen orman tahdit haritasının uygulaması, kesinleşmiş orman tahdidi bulunmayan yerlerde ise memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanması sonucu orman mühendisinden alınacak gerekçeli mütealaya dayalı olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda yörede orman tahdidinin hangi tarihte yapıldığı, tahdidin mülki amirin onayından geçerek kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş ise tarihi sorulmamış, orman mühendisi tarafından düzenlenen raporda tahdit haritasının uygulandığı kaydına dahi yer verilmeden ve haritasında gösterilmeden soyut görüşlere dayalı rapora ve tek bir yerel bilirkişinin yeterli olmayan sözlerine değer verilerek hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Diğer taraftan taşınmazın öncesi tapusuz olduğuna göre maddi olaylardan sayılan zilyetliğin ve sürdürülüş biçiminin tanık ve diğer delillerle de kanıtlanması gerekirken ne tanık ve ne de tutanak bilirkişileri dinlenilmemiştir.Yine ileri sürülmesine karşın vergi kayıt miktar fazlasının mera olup olmadığı yönünden de yöntemine uygun bir mera araştırması yapılmamıştır.

Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, taşınmazın bulunduğu yöreyle ilgili orman tahdit harita ve tutanakları getirtilmeli ve ayrıca tahdidin hangi tarihte kesinleştiği merciinden sorulmalı, yine taşınmazın bulunduğu yer ve yöreyle ilgili mera tahsis kararı ve kaydı olup olmadığı sorulup bununla ilgili belgeler getirtilmeli, taraflardan hem yerel ve hem de komşu köylerden olmak üzere taşınmazı bilen tanık göstermeleri istenmeli, daha sonra önceki keşifte dinlenen yerel bilirkişi ile taraflarca gösterilecek tanıklar ve tutanak bilirkişileri eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak kesinleşen orman tahdidinin varlığı halinde orman mühendisi aracılığıyla tahdit haritası, olduğunda mera tahsis kararı ve kaydının fen bilirkişisi ve yerel bilirkişi aracılığıyla uygulamaları yapılmalı, kesinleşmiş bir orman tahdidinin olmaması halinde yöreyle ilgili eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları getirtilerek keza orman bilirkişisi aracılığıyla uygulanmalı, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin mera yada orman olup olmadığı, davalının ve satıcısının zilyetliklerinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, itirazlı oldukları anlaşılan 8, 9 ve 1 no’lu parsellerle ilgili olarak açılan davaların sonuçlanmış olması halinde verilen kararların davaya etkisi üzerinde durulmalı, orman mühendisi bilirkişiden orman tahdit haritasının uygulamasını da gösterir biçimde olmak üzere taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda gerekçeli rapor alınmalı, önceki raporla arasında çelişki doğduğunda giderilmeli, fen bilirkişisine önceden olduğu gibi geniş kapsamlı raporlu kroki düzenlettirilmeli, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Davacı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 22.5.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın