1. Anasayfa
  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E: 2003/808 K: 2003/411 T.27.1.2003


Tapusuz olan bir taşınmazın tesciline karar verilebilmesi için öncelikle taşınmazın tescile tabi yerlerden olması, zilyedin zilyetliğinin aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla olmak üzere 20 yıla ulaşması, ayrıca maddi olaylardan sayılan zilyetliğin ve sürdürülüş biçiminin tanık ve diğer delillerle kanıtlanması gerekir; bilirkişi ve tanıkların sözleri arasındaki çelişkinin olması halinde giderilmesine çalışılmalı, ayrıca taşınmazın niteliği, zilyetlik süresi ve kullanım şekli ile ilgili olarak bilirkişi incelemesi yapılmalı, usullere göre yapılacak tüm incelemelerden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

Taraflar arasındaki tespite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin verilen hüküm davacı Enver mirasçıları ve davalı Eşref mirasçıları tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında 1464 parsel sayılı 23800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Eşref adına tespit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunda reddedilen hazine taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, Mehmet iskan kaydına, Cemalettin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, Enver vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, hazinenin davasının kabulüne, diğer davacıların davalarının reddine ve dava konusu parselin davacı hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Enver mirasçıları ve davalı Eşref mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmaz üzerinde tespit gününe kadar yasada öngörülen süreye ulaşan zilyetliğini kanıtlayamamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı Eşref mirasçılarının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun aleyhlerindeki hükmün ONANMASINA,

2- Davacı Enver’in temyiz itirazlarına gelince: Mahkemece adı geçenin taşınmazda zilyetliğinin olmadığı ve vergi kaydının da taşınmazla ilgisinin saptanamadığı gerekçesiyle davasının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Taşınmazın öncesinin tapusuz olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacı Enver yararına zilyetliğe dayalı taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönündedir. Tapusuz olan bir taşınmazın tesciline karar verilebilmesi için öncelikle taşınmazın tescile tabi yerlerden olması, zilyedin zilyetliğinin aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla olmak üzere 20 yıla ulaşması, ayrıca maddi olaylardan sayılan zilyetliğin ve sürdürülüş biçiminin tanık ve diğer delillerle kanıtlanması gerekir. Yerel bilirkişinin davacının dayandığı 1937 tarih 27 tahrir nolu vergi kaydının uygulanması ile ilgili sözleri de yetersizdir. Birinci keşifte dinlenen tanıklar davacı Enver’in taşınmazda zilyetliğinin olmadığını haber vermelerine karşın ikinci keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar tespit tarihine kadar 20 yıla ulaşan zilyetliğini söylemişlerdir. Bilirkişi ve tanıkların sözleri arasındaki çelişkinin giderilmesine çalışılmamış, ayrıca taşınmazın niteliği, zilyetlik süresi ve kullanım şekli ile ilgili olarak ziraat bilirkişiden raporda alınmamıştır.

Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için hayatta bulunmaları halinde her iki keşifte dinlenen bilirkişi ve tanıklarla tüm tespit bilirkişileri ve ziraatçi bilirkişi huzurunda yerinde yeniden keşif yapılarak, davacının dayandığı vergi kaydı gereği gibi yerel bilirkişi aracılığıyla yerine uygulanmalı, kayıtlarda geçen sınır yerleri arazi üzerinde göstertilip düzenlenecek krokiye işaret ettirilmeli, bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kaldığı davacının zilyetliğinin başlangıç tarihi, süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, vergi kaydının uygulaması ile ilgili olarak yerel bilirkişi tarafından bilinmeyen sınırlar olduğunda tanıkların bilgisine başvurulmalı, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı, bitki örtüsü, kullanım süresi, öncesinin mera olup olmadığı konularında teknik verilere dayalı gerekçeli rapor alınmalı, fen bilirkişisinden raporlu kroki düzenlettirilmeli, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

Davacı Enver’in temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 27.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.