Dava konusu parsele yakın ve onun gibi imar uygulamasından geçmemiş emsal varken, hiç bir gerekçe gösterilmeden en uzak ve en pahalı emsalin karşılaştırılmaya esas alınması yerinde değildir.
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR: Dava konusu taşınmazların arsa olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemişse de Fahrettin Altay Meydanı ile Hatay caddesinin birleştiği köşede bulunan ve bu konumu itibariyle İzmir’in en mutena yerlerinden birinde kain olan 8 parselin, İnciraltı gibi henüz imar yönünden ele alınmamış ve gelişmekte olan bir yerde olan dava konusu taşınmazlara emsal alınmış olması ve bu suretle yüksek değerlere ulaşılmış olması doğru görülmemiştir.
Dosyaya getirtilen emsal arasında 3. raporda incelenen 2919 ada 23 parsel dava konusu taşınmazla aynı semtte olup o da henüz imar uygulamasından geçmemiş bulunduğuna göre karşılaştırmaya asıl bu emsalin alınması gerekirken, geçerli hiç bir gerekçe gösterilmeden en uzak ve en pahalı emsalin karşılaştırmaya esas tutulması isabetli bir inceleme yapılmadığını göstermektedir.
Kabul şekline göre de; Emsal alınan 8 parsel imar parseli olup dava konusu taşınmazlar kadastro parseli bulunduğu ve bu husus bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere imar uygulamasında %35 zayiat vereceği kabul edildiği halde, dava konusu taşınmazları 700 ile 1.000.000 TL./m2 olarak belirlenen değerlerinden İmar Kanununun 18/2 maddesi gereğince düzenleme ortaklık payının düşülmemesi, yanıltıcı sonuçlara götürecek biçimde ve Yasanın sözü edilen maddesine aykırı olarak bu indirimin emsalin değerinden yapılması da doğru değildir.
Mahkemece yukarıda sözü edildiği üzere 23 parselin somut emsal alınıp dava konusu taşınmazla karşılaştırması yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.