Dava konusu taşınmazların henüz imar görmemiş ve uygulamalı imar planı içeresinde bulunmamaları emsal alınan parselin de imar parseli olması nedeniyle, bilirkişiler emsal taşınmazın değerini belirledikten sonra onu dava konusu taşınmazla tek tek karşılaştırıp, üstün ve eksik yönlerini belirleyip, dava konusu taşınmazların gerçek değerini bulduktan sonra % 35 düzenleme ortaklık payını bu fiyattan veya yüzölçümünden düşmeleri ve bu şekilde kamulaştırma bedelini belirlemeleri gerekir.
Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü: K: Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında somut emsal alındığı bildirilen 11 parselin emsal alınan satış tarihinden değerlendirme tarihine getirildiğinde değeri m² olarak 4.643.280 TL. bulunmuştur. Davaya konu taşınmazların henüz imar görmemiş ve uygulamalı imar planı içerisinde bulunmamaları emsal alınan parselin de imar parseli olması nedeniyle İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı düşülmesi gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ortaklık payının dava konusu taşınmazların emsal taşınmazla yapılan mukayeseleri sonucunda bulunan değerlerinden düşülmesi gerekirken emsalin bulunan değerinden düşülmüş olması yanıltıcı sonucun doğmasına neden olduğu gibi emsal ile aynı değerde bulunmayan taşınmazların yerine emsalin % 35 değerinin düşülmesi, bu indirimi anlamsız kılmıştır. Oysa, bilirkişiler emsal taşınmazın değerini belirledikten sonra onu dava konusu taşınmazlarla tek tek karşılaştırıp üstün ve eksik yönlerini belirleyip, dava konusu taşınmazların gerçek değerlerini bulduktan sonra % 35 düzenleme ortaklık payını bu fiyattan veya yüzölçümünden düşmeleri ve bu şekilde kamulaştırma bedelini belirlemeleri gerekir.
Diğer taraftan, dosyaya getirilen emsal arasında 23 parsel dava konusu taşınmazla aynı mıntıkada İnciraltı semtinde olduğu halde gerekçesi gösterilmeden satışının muvazaalı olduğundan bahisle dikkate alınmayıp İzmir şehrinin merkezinde ve en değerli yerinde bulunan 11 parselin emsal alınması da doğru değildir.
Mahkemece, yukarıdaki hususlar dikkate alınarak ve özellikle düzenleme ortaklık payının dava konusu taşınmazın bulunacak değerinden düşüldükten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istem halinde temyiz edene iadesine, 1.3.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.