Fiili taksimin varlığı halinde kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin bu paydaş veya paydaşlar arasında yürütülmesi Kamulaştırma Kanunu’nun 12. maddesinin 5. fıkrasında öngörülmüş ise de İdarenin fiili taksimin varlığını gözetmemesi durumunda İdare bu Yasa hükmünün uygulanması için zorlanamaz.
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: K: Davacılar dava konusu taşınmazın tapu malikleri arasında fiilen taksim edildiğini, kamulaştırılan bölümün 1250 m2’sinin kendilerine düşen bölümde yer aldığını ileri sürmüşlerdir. Kamulaştırma Kanununun 12. maddesinin 5. fıkrası bu gibi fiili taksimin mevcudiyeti halinde kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin bu paydaş veya paydaşlar arasında yürütülmesini öngörmüştür. Bu gibi durumlarda paydaşların sadece bu kısım için dava açmaya hakları bulunduğu fıkra hükmünde yer almış ise de idare tapudaki payları dikkate alarak kamulaştırma yapmış ve tüm paydaşlara tebligat çıkarılmış olmakla yasanın bu hükmünü fiili taksimin varlığını müşahade etmediği için uygulamamıştır. İdare yapılan kamulaştırmadan sarfınazar edip, sözü edilen yasa hükmünü uygulaması için zorlanamayacağı ve tapudaki ferağ dahi davacıların tapu kaydındaki paylarına göre gerçekleşmiş olduğu cihetle mahkemece varlığı iddia olunan taksimin dikkate alınmamış olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.Davacının bu fiili taksim sebebiyle bir hak iddia ettiği takdirde diğer paydaşlara yasal koşullar içerisinde başvurma hakkına sahip olduğu açıktır.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda düzenlenen raporlar yasa hükümlerine uygundur.
Taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü ile olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri dikkate alınarak bilimsel yöntemle değerinin tespitinde ve buna göre kamulaştırma parasının arttırılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün (ONANMASINA), aşağıda yazılı bakiye onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, 18.5.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.