Takdir komisyonunun raporunda belirlenen değer ile, birinci bilirkişi kurulunun belirlediği değer arasında önemli bir oransızlık bulunmadığı halde ikinci kez keşfe gidilerek bilirkişi kurulundan rapor alınması gereksizdir.
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması, davalı vekili tarafından istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı vekili Av.A.. K: .. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı ve vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: K: Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonunda düzenlenen raporlar yasa hükümlerine uygun olup, taşınmazın arsa niteliğinde kabulü doğrudur.
Kamulaştırılan taşınmazın emsaline olan üstün ve eksik yönleri belirlenip karşılaştırması yapılarak değerinin biçilmesinde ve buna göre kamulaştırma parasının arttırılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak; 1- Takdir komisyonunun raporunda belirlenen değer ile birinci bilirkişi kurulunun belirlediği değer arasında önemli bir oransızlık (% 100’ü aşan) bulunmadığı halde ikinci kez keşfe gidilerek bilirkişi kurulundan rapor alınmış olması gereksiz olduğu için; ikinci bilirkişi kurulu raporunun yasaya uygun olmayan genel nitelikteki sözlerle değer belirlemiş olması bozma nedeni sayılmamış ise de, hükme esas alınması gereken geçerli birinci bilirkişi kurulu raporunda, taşınmazın ortasından geçirilen asfalt yol, taşınmazın her iki parçasını da yola cepheli kıldığından kamulaştırmadan artan bölümde sadece 2.000 TL./m2 artış olabileceğine dair değerlendirme yeterli ve inandırıcı görülmemiştir. Bu nedenle, mahkemece davalı vekilinin bu konudaki itirazı da dikkate alınarak makul oranda değer artışının belirlenip buna göre hüküm tesisi gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Somut emsal alınan taşınmaz, şehrin merkezinde ve arsa niteliğinde 409 m² den ibaret olduğuna göre, bunun imar parseli olup olmadığı belediye ve tapudan sorularak İmar Kanununun 18. maddesinin 2. fıkrası hükmü gereği davaya konu edilen taşınmazın kamulaştırılan yüzölçümünden veya emsalde karşılaştırma sonucu bulunan değerinden niteliği ve yüzölçümü dikkate alınarak düzenleme ortaklık payı düşülmesi gerekip gerekmediğine esas olmak üzere gerekli araştırmanın yapılmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK: nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı yararına takdir edilen 250.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.