Somut emsal alınan taşınmazın imar düzenlemesi sonucu meydana gelmiş olmasına karşılık, dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde karşılaştırma sonucu bulunacak değerinden veya yüzölçümünden İmar Kanunu’nun 18/2 maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması karşılaştırılan taşınmazların eş niteliklere sahip olmalarının sağlanmasına yöneliktir.
Dava dilekçesinde kamulaştırma bedelinin artırılması ile faiz ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: K: Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen 2. ve 3. bilirkişi kurullarının, kesin bozmayı ifade eden ve bu suretle davalı yararına usulen kazanılmış hak oluşturan bozmayı dikkate almayan raporlarına göre hüküm tesis edilmiştir.
Bozma ilamının 2 nolu bendinde 2. ve 3. bilirkişi raporlarında somut emsal alınan taşınmazın imar parseli olduğunun saptanması halinde, bu nitelikte olmadığı anlaşılan dava konusu taşınmazın bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına tekâbül eden oranda indirim yapılması gereğine değinilmiş olup, mahkemece bozma üzerine yapılan tahkikatta emsal alınan 4983 parselin İmar Kanunu hükümleri uyarınca oluştuğu ve bu suretle imar parseli niteliğinde olduğu Tapu Sicil Müdürlüğü ile Belediye Başkanlığından alınan yazılardan anlaşılmıştır.
Bu durumda 2. ve 3. bilirkişi kurullarınca, mahkemece uyulan bozma ilamı gereği, dava konusu taşınmazın karşılaştırma sonucu bulunan değerinden veya yüzölçümünden düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerekli iken, 2. bilirkişi kurulunun ek raporunda gerekçe gösterilmeden düzenleme ortaklık payı oranında indirime gerek olmadığı bildirilmiş, yeniden alınan 3. bilirkişi kurulu raporunda ise dava konusu taşınmazın, bir bütün olarak, kamulaştıran idarece değerlendirildiği şeklindeki varit olmayan gerekçe ile düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim gerekmediği belirtilmiştir.
Somut emsal alınan taşınmazın imar düzenlemesi sonucu meydana gelmiş olmasına karşılık, dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde karşılaştırma sonucu bulunan değerinden veya yüzölçümünden İmar Kanununun 18. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması, karşılaştırılan taşınmazların eş niteliklere sahip olmalarının sağlanmasına yöneliktir. Dava konusu taşınmaz imar zayiatı verilmeden, bu zayiatı veren emsalle karşılaştırılarak değerlendirildiğine göre bu değerlerde nitelik yönünden eşitlik sağlanması için dava konusu taşınmazın yürürlükteki imar mevzuatına göre imara tabi olması halinde uğrayacağı zayiatın da dikkate alınması gerekir. Bu nedenle, dava konusu taşınmazın kamulaştıran idarece olduğu gibi kullanılması keyfiyeti imar düzenlemesine tekabül edecek orandaki indirimin yapılmamasına gerekçe olamaz.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereği, dava konusu taşınmazın içinde yer aldığı çevrede cari düzenleme ortaklık payı oranları, belediyeden sorulmak suretiyle tesbit edilip, gerekirse hesap bilirkişisine de başvurularak dava konusu taşınmazın ikinci ve üçüncü bilirkişi kurullarınca bulunan değerlerinden, bildirilecek bu oranda gerekli indirim yapılıp bulunacak değerler üzerinden hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.9.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.