Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında arsa paylarını bizzat hazırlayıp bilerek bunun tapuya tescilini sağlayan malik veya paydaşların sonradan arsa paylarının yanlışlığına dayanarak dava açmalarının iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı kabul edilmekte ise de kat mülkiyeti kurulduktan sonra malik olanlar ile kuruluşunda bizzat hazır bulunup tapuda imzası olmayan kat maliklerinin yasanın yukarda açıklanan hükmüne dayalı olarak arsa paylarındaki yanlışlığın düzeltilmesini mahkemeden isteyebilecekleri kabul edilmektedir.
Dava dilekçesinde arsa paylarının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.Meftun Baykal ile aleyhine temyiz olunan davalı Vekili Av.Naci Berberoğlu geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosya eksiğe gönderilmiş olup bu kez geri dönmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, kat mülkiyeti kuruluşu sırasında bağımsız bölümlere tahsis edilen arsa paylarının o tarihteki değerleri ile oranlı olmadığı ileri sürülerek değerlerinin tesbiti ile buna göre arsa paylarının yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacılardan Fatma ve Mehmet’in binayı yaptıran kişiler olması, diğer davacı Namık Kemal’in de kat maliki bulunması nedeniyle arsa paylarını belirleyen bu kişilerin bu hususu dava konusu etmesinin Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan bir hakkın kötüye kullanılması olduğundan bahisle iyiniyet kuralı ile bağdaşmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanununun 3. maddesinin 2184 sayılı yasa ile değişik 1. fıkrasında, kat mülkiyetinin, bu mülkiyete konu olan anayapının bağımsız bölümlerinden her birine kat irtifakının kurulduğu tarihteki, doğrudan doğruya kat mülkiyetine geçilmesi halinde ise bu tarihteki değeriyle orantılı olarak tahsis edilen arsa payının açıkça gösterilmesi suretiyle kurulacağı belirtildikten sonra arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleri ile oranlı olarak tahsis edilmediği hallerde her kat malikinin arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvura-bileceği öngörülmüştür.
Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında arsa paylarını bizzat hazırlayıp bilerek bunun tapuya tescilini sağlayan malik veya paydaşların sonradan arsa paylarının yanlışlığına dayanarak dava açmalarının iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı kabul edilmekte ise de kat mülkiyeti kurulduktan sonra malik olanlar ile kuruluşunda bizzat hazır bulunup tapuda imzası olmayan kat maliklerinin yasanın yukarda açıklanan hükmüne dayalı olarak arsa paylarındaki yanlışlığın düzeltilmesini mahkemeden isteyebilecekleri kabul edilmektedir.
Somut olayda, dosya içinde mevcut tapu kaydından ve dosya kapsamından dava konusu anagayrımenkul üzerinde 12.4.1967 tarihinde kat mülkiyeti kurulduğu ve o tarihte anagayrımenkulün maliklerinin Naime Demirci ve Memnune Şalvarcı oldukları, davacılar Mehmet Seracettin, Fatma, Süheyla ve Namık Kemal’e bağımsız bölümlerinin mülkiyetinin sonradan intikal ettiği anlaşılmış olup bu durumda arsa payının ilk belirlenmesinde hiçbir surette katılımı ve etkisi söz konusu olmayan davacıların kötü niyetli olduklarından bahisle davanın reddi yukarda açıklanan gerekçelerle doğru değildir.
Mahkemece, davacıların dava açmalarının mümkün olduğunun kabulü ile talep konusunda toplanan delilerin değerlendirilip varılacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMKnun 428 nci maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 250.000.000 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.9.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.