İdarenin kamulaştırılan taşınmaza hemen el konulmasına zorunluluk gördüğü hallerde taşınmaz malın takdir olunan bedelini milli bankalardan birisine yatırarak makbuzu, ilgili belge örnekleri ile birlikte mahkemeye verip taşınmaz malın durumunun tespitini istemesi mahkemece bu istem üzerine 8 gün içerisinde taşınmaz malın sahibini davet ile 5 gün zarfında taşınmazın kıymet takdirine esas olabilecek bütün niteliklerini tespit ettirerek o taşınmaz malın idare adına tescil edilmesine karar verilmesi mümkündür.
DAVA: Dava dilekçesinde taşınmazın Kamulaştırma Yasasının 16.maddesi gereğince tapu kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
K: Dava Kamulaştırma Yasasının 16.maddesine dayalı acele el koyma nedeni ile tescil istemine ilişkindir. Bu maddeye göre, idarenin kamulaştırılan taşınmaza hemen el konulmasına zorunluluk gördüğü hallerde taşınmaz malın takdir olunan bedelini milli bankalardan birisine yatırarak makbuzu, ilgili belge örnekleri ile birlikte mahkemeye verip taşınmaz malın durumunun tespitini istemesi mahkemece bu istem üzerine 8 gün içerisinde taşınmaz malın sahibini davet ile 5 gün zarfında taşınmazın kıymet takdirine esas olabilecek bütün niteliklerini tespit ettirerek o taşınmaz malın idare adına tescil edilmesine karar verilmesi mümkündür.
Ancak, açıklanan bu madde hükmüne dayanarak idarenin mahkemeye başvurma hakkını kullanabilmesi için, kamulaştırmayı yapan idare yönünden hakların kullanılmasının koşulu ve başlangıcı olarak aynı Yasanın 25 inci maddesinde öngörüldüğü üzere kamulaştırmanın tebligata çıkartılmış olması gerekir. Tebliğe çıkarma işlemi Kamulaştırma Yasasının 13.maddesine göre mal sahibine veya diğer ilgililere bilinen adreslerinde tebliğ edilmek üzere evrakın notere tevdii biçiminde olabileceği gibi adresin tespit edilemediği gerekçesiyle yine aynı madde hükmü uyarınca ilana verme şeklinde de olabilir. İdarenin bu şekillerden biriyle kamulaştırma evrakını tebliğe çıkardığını gösteren belgeyi dava dilekçesine eklemesi dava hakkının doğduğunun kabulü için yeterlidir.
Eldeki dosyada dava dilekçesine, diğer kamulaştırma evrakının yanında kamulaştırma bedelinin bankaya yatırıldığını gösteren makbuzun ve Kamulaştırma Yasasının 13.maddesinin yollama yaptığı 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 28.maddesine dayanılarak, tapu kaydına göre sağ görünen malike kamulaştırmanın ilanen tebliğe çıkartıldığına dair ilan metninin eklendiği anlaşılmaktadır. Bu belgeler, kamulaştırmanın tebliğe çıkartıldığını ve dolayısıyla idarenin dava hakkının oluştuğunu göstermeye elverişli ve yeterli olup mahkemenin adres araştırılmasının yapılıp yapılmadığını, ilanen tebligatın koşullarının oluşup oluşmadığını araştırıp bunları irdelemesine gerek bulunmamaktadır.
Hal böyle iken yargılama aşamasında tapu malikinin ölü olduğunun anlaşılması üzerine mirasçılarının da davaya dahil edilmiş olmaları karşısında ve taşınmazın durumu da keşfen tespit edilmiş olduğuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken tebligatın yöntemine uygun olmadığı gerekçesi ile red kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.