Arsa paylarının bağımsız bölümlerin değeri ile oranlı olarak özgülenmediği hallerde her kat maliki arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilir. Bağımsız bölümlerden her birine bu fıkra uyarınca özgülenen arsa payı, o bölümlerin değerinde sonradan oluşan çoğalma veya azalma nedeniyle değiştirilemez. Yine anılan Yasanın 12.maddesi hükmü uyarınca kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulurken bir mimar veya mühendis tarafından yapılan ve anataşınmazın malik veya bütün paydaşları tarafından imzalanan ve içinde gösterilenlerin doğruluğu belediyece onaylanan proje esas alınır.
Dava dilekçesinde arsa payının düzeltilmesi ve tashihen tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı belediye vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava, kat mülkiyetli 4 parsel sayılı anataşınmazda, 1 nolu bağımsız bölümün yüzölçümü ve arsa payının düzeltilmesi ile yeni arsa payının tapuya tescili istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden özellikle tapu kayıtları ve belediyece onaylı orjinal mimari proje içeriğinden dava konusu bağımsız bölümün de yer aldığı anataşınmazın mülkiyetinin 19.8.1997 tarihinde kat mülkiyetine çevrilmiş olduğu kat irtifakına ve kat mülkiyeti kurulmasına esas alınan ve tapuya sunulan onaylı mimari projede 1 nolu bağımsız bölümün 63,84 m2 yüzölçümünde olduğu ve noterden onaylı bağımsız bölüm listesine uygun biçimde tapuya 44/293 arsa payı ile tescil edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacı bağımsız bölümünün fiili yüzölçümünün 117-120 m2 olduğunu ayrıca değerine göre eksik arsa payı özgülendiğini ileri sürerek bu bağımsız bölümün yüzölçümünün fiili duruma ve arsa payının da değerine uygun olarak düzeltilip tapuya tescilini istemiş bilirkişi kurulunca davacının savı doğrultusunda rapor düzenlenmiş ve ayrıca buna uygun değişiklik projesi çizdirilmiş ise de gerek değişiklik projesi gerekse bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; Kat Mülkiyeti Yasasının 3.maddesinin değişik ikinci fıkrası hükmüne göre kat mülkiyeti, bu mülkiyete konu olan anayapının bağımsız bölümlerinden her birine kat irtifakının kurulduğu tarihteki, doğrudan doğruya kat mülkiyetine geçilmesi halinde ise bu tarihteki değeriyle oranlı olarak özgülenen arsa payının ortak mülkiyet esaslarına göre açıkça gösterilmesi suretiyle kurulur. Arsa paylarının bağımsız bölümlerin değeri ile oranlı olarak özgülenmediği hallerde her kat maliki arsa paylarının yeniden düzenlenmesi için mahkemeye başvurabilir. Bağımsız bölümlerden her birine bu fıkra uyarınca özgülenen arsa payı, o bölümlerin değerinde sonradan oluşan çoğalma veya azalma nedeniyle değiştirilemez. Yine anılan Yasanın 12.maddesi hükmü uyarınca kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulurken bir mimar veya mühendis tarafından yapılan ve anataşınmazın malik veya bütün paydaşları tarafından imzalanan ve içinde gösterilenlerin doğruluğu belediyece onaylanan proje esas alınır.
Somut olayda, kat mülkiyeti kurulurken tapuya verilen belediyece onaylı mimari projede belirtilen dava konusu bağımsız bölümün yüzölçümünün düzeltilebilmesi için bu fiili duruma uygun olarak çizdirilmiş olup tüm kat maliklerinin muvafakatını taşıyan ve belediyece onaylanmış bulunan bir değişiklik projesinin varlığı aranmalıdır. Ayrıca arsa payının düzeltilmesi için de yukarıda değinilen Kat Mülkiyeti Yasasının 3.maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmiş olması gerekir. Mahkemenin hükme dayanak yaptığı değişiklik projesinin tüm kat maliklerinin muvafakatını içermediği ve belediyenin de onayını taşımadığı anlaşılmakla bu projeye itibar edilemez. Öte yandan bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda dava konusu bağımsız bölüme özgülenen (44/293) arsa payının değeri ile oranlı olmadığı bildirilmiş ise de sonradan oluşan çoğalma ve azalmanın arsa payını değiştirmeyeceği ilkesi gözetildiğinde raporda bağımsız bölümün değerinin kat irtifakının ya da kat mülkiyetinin kurulduğu tarihteki değerinin esas alınıp alınmadığı da açıkça belirtilmediğinden bu eksiklik giderilmeden arsa payı oranının değiştirilmesi istemi de kabul edilemez.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözönünde bulundurulup sözü edilen eksiklikler yöntemince tamamlanmadan ve bu konuda bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp durum açıklığa kavuşturulmadan yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu davanın kabulü yönünde hüküm kurulması,
Ayrıca, Avukatlık Yasasının (değişik) 164/son maddesi hükmünün yorumlanmasında hataya düşülerek, hesaplanan avukatlık ücretinin davacı taraf yerine doğrudan avukatına ödenmesine karar verilmiş olması,
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.